8. Hukuk Dairesi 2017/14342 E. , 2017/10339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı üçüncü kişi vekili, 05/03/2014 tarihinde müvekkiline ait yangın söndürme pompa sisteminin haczedildiğini, hacze konu malların taşınmaz tahrip ve tağyir edilmeden taşınmazdan ayrılması mümkün olmayan bütünleyici parçalar niteliğinde olduğunu, taşınmaz malikinin davacı olduğunu, bu sebeple davaya konu malların haczinin yasaya aykırı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, haczedilen menkullerin taşınmazın bütünleyici parçası olmayıp, yangın sistemi niteliğinde oldukları, ayrıca borcun doğumunun satış tarihinden önce olduğu, satış ile ilgili olarak üçüncü kişilere İİK.nun 44. maddesi çerçevesinde bir ilanın yapılmadığı, satış işlemi danışıklı olmasa dahi, İİK.nun 97/a maddesindeki yasal karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, üçüncü kişi davacı tarafından dava konusu menkullerin kendisine ait olduğu hususunun her türlü şüpheden uzak, güçlü ve inandırıcı delille de ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, toplanan deliller, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu nedenle Türk Medeni Kanunu"nun bütünleyici parçayı (mütemmim cüz) düzenleyen 684. maddesi, eklentiyi (teferruat) düzenleyen 686 ve 687. maddelerindeki hükümler de dikkate alınmak suretiyle mahcuz mallarla ilgili alanında uzman bilirkişi refakatinde keşif yapılarak ve bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davaya konu mahcuzların, üzerinde bulunduğu taşınmazın (hastane binasının) bütünleyici parçası veya eklentisi olup olmadığının tespit edilmesi, bu hususları gösterir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.