Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1793
Karar No: 2022/2786
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1793 Esas 2022/2786 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının asgari ücretin %50 fazlası alması gereken ücretlerini davalı şirketten alamaması üzerine açılmıştır. Mahkeme, bozma ilamına uyarak fark ücret hesaplanmasını ve ilgili bordroların tekrar değerlendirilmesini kararlaştırmıştır. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki olması, gerekçenin yeterince açıklayıcı olmaması ve yapılan fark ücret hesaplamasında fazla çalışma ücreti tahakkuklarının ve asgari geçim indirimi tahakkuklarının da dikkate alınması bozma nedeni olarak kabul edilmiştir. Kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi hakkında da açıklamalar yapılmıştır.
9. Hukuk Dairesi         2022/1793 E.  ,  2022/2786 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete bağlı olarak asıl işveren ... Başkanlığı bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, aylık ücretinin asgari ücretin %50 fazlası olması gerektiği halde her ay değişik miktarlarda ödeme yapıldığını ileri sürerek ücret farkı alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalıların Cevaplarının Özeti:
    Davalılar cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece verilen ilk kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 06.10.2016 tarihli ilamı ile özetle; aylık ücretin miktarı ve husumet yönlerinden eksik araştırma yapıldığı, hüküm altına alınan alacak miktarları yönünden hangi gerekçe ile bu sonuca ulaşıldığının açıkça kaleme alındığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurulmamış olması, davalı Başbakanlık aleyhine harca hükmedilmiş olması gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 17.11.2017 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.09.2018 tarih, 2018/8782 esas – 2018/19414 karar sayılı ilamı ile davalıların sair temyiz itirazları reddedilerek özetle; “2).... davacının ücretinin 25.12.2013 tarihli protokolden itibaren asgari ücretin %50 fazlası olduğu kabul edilerek varsa işçilik alacakları hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Kabule göre de, yargılama sırasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili yapılan düzenlemeler kapsamında Başbakanlığın kaldırıldığı ve 15 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının İçişleri Bakanlığına bağlandığı anlaşılmakla davanın İçişleri Bakanlığına yöneltilerek yargılamaya devam olunması gerekmektedir.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ...'nın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Diğer taraftan, kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
    Nitekim, 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği kanun koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Kanun yolu aşamasında, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı , ... 2011, s.472)
    Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
    Somut uyuşmazlıkta, uyulmasına karar verilen bozma ilamında, davacının ücretinin 25.12.2013 tarihli protokolden itibaren asgari ücretin %50 fazlası olduğu kabul edilerek varsa işçilik alacakları hüküm altına alınması gerektiğine karar verilmiştir. Bozma sonrası alınan 02.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 663,90 TL fark ücret alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece “....02/10/2019 tarihli bilirkişi raporundaki 31/12/2013-10/07/2014 dönemine ait ödenecek ücrete esas parametreler belirlendikten sonra işverenin bordroda kullandığı AGİ (asgari geçim indirimi) tutarlar dikkate alınarak yeniden belirlenecek ödenmesi gereken net ücretler ve eski durum ile yeni durum arasında oluşan fark tutarların, raporda yer alan değerlendirme bölümündeki tablo-2 yer alan tutarlar kadar olup toplam (2,74+108,04+104,56+104,55+108,03+108,04+104,55+23,39) 663,90 TL'nin yapılan protokole istinaden davacıya eksik ödendiği ancak davacının ıslah dilekçesinde belirttiği talep miktarla bağlı olunduğu göz önünde tutularak, ” şeklinde gerekçe oluşturulmuş ancak karar gerekçesinde yer alan açıklamalara aykırı olacak şekilde hüküm fıkrasında brüt 3.141,03 TL eksik yatan ücret farkı alacağı hüküm altına alınmıştır.
    Yukarıda açıklandığı üzere gerekçe hüküm çelişkisi başlı başına bozma sebebi olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Mahkemece hükme esas alınan 02.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda 25.12.2013 tarihli protokolden itibaren asgari ücretin %50 fazlası esas alınarak yapılan fark ücret hesaplamasında incelenen bordrolarda yer alan fazla çalışma ücreti tahakkuklarının ve asgari geçim indirimi tahakkuklarının da fark ücret hesaplamasında yeniden değerlendirildiği ve fark ücret tespitinde esas alındığı anlaşılmış olmakla yapılan bu değerlendirme hatalı olup bir diğer bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 03.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi