19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7271 Karar No: 2017/2888 Karar Tarihi: 10.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/7271 Esas 2017/2888 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, davalı bankaya ciro edilen 12.125 TL tutarlı bono bedelinin sahte olduğunun anlaşıldığını ve ödenen tutarın istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada ise, davacı sahte bono nedeniyle ödediği tutarın icra dosyasına mahsup edilerek ödeme yapılan tutar kadar bankaya borçlu olunmadığının tespitini istemiştir. Mahkeme, bononun sahte olduğunun sabit olduğunu ve davacının sahte bono nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalarak banka lehine sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu belirterek, asıl davanın kabulüne karar vermiş ve 12.125 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmetmiştir. Birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin Türk Borçlar Kanunu'nun 113. maddesi ve menfi tespit davalarına ilişkin Medeni Usul Kanunu'nun 21. maddesi uygulanmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2016/7271 E. , 2017/2888 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki asıl istirdat birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalısı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili asıl davada, davalı bankaya tarafından ciro edilen 12.125 TL tutarlı bono bedelinin 14/06/2012 tarihinde ödendiğini, ancak ödemeden sonra bononun sahte olduğunun fark edildiğini, şikayetleri üzerine tarafından başlatılan soruşturmanın halen derdest olduğunu ileri sürerek, ödenen 12.125 TL"nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davada, müvekkilinin bononun meşru hamili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen davada, davalı tarafından başlatılan 2013/74 Esas sayılı dosyasında 12.125 TL borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın bonoda sahtelik iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkin olduğu, birleşen davanın ise sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, bono takibe konulmamış olmakla istirdat davası koşulları oluşmamış ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davası olarak görüldüğü, bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yaptırılan imza incelemesi sonucuna göre sabit olduğu, davacı sahte bono nedeniyle ödeme yapmak zorunda kaldığından banka lehine sebepsiz zenginleşemeye neden olduğu, öte yandan davacı birleşen menfi tespit davasında sahte bono nedeniyle ödediği tutarın icra dosyasına mahsup edilerek ödeme yapılan tutar kadar bankaya borçlu olunmadığının tespitini istemiş ise de, asıl davada haksız ödenen bedelin iadesine karar verildiğinden menfi tespit koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, 12.125 TL "nin ödeme tarihi olan 14/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl dava yönünden davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dosya davalısı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.