20. Hukuk Dairesi 2016/14841 E. , 2019/5021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1601.30 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün Hazine tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2011 tarih, 2011/1966 - 5474 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosuna başlandığı, davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davası niteliği taşıdığı belirtilerek orman kadastrosuna itiraz davası ile tescil davasının birbirinden ayrılması, tescil davası elde tutularak orman kadastrosuna itiraz davasının kadastro mahkemesine aktarılması..." gereğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası tefrik edilerek kadastro mahkemesine aktarılmış ve (A) harfi ile gösterilen 1601.30 m2"lik taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tesbitine karar verilmiş Dairemizin 05/06/2014 tarih 2014/3701 E. - 2014/6115 K. sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.
Mahkemece tescil davası bakımından yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulü ile Fenni bilirkişi Mehmet Yiğit"in 09/11/2015 tarihli rapor krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1601,30 m2 mesahalı yerin son parsel numarası verilerek davacı Bilal oğlu ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1966 yılında yapılmış ve 04/12/1967 tarihinde kesinleşmiş, 30/05/2005 tarihinde 60 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosuna başlanmış, sonuçları 10/08/2006 tarihinde ilan edilmiştir.
Yargılama sırasında 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ..... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Buna göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ..... Büyükşehir Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde .... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmaksızın re"sen gözetilmelidir. Bundan başka; husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp;1980-1985"li yıllara ait hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yılına ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar uygulamasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise çekişmeli taşınmazların imar planı kapsamına alınıp alınmadıkları, imarın kesinleştiği tarih Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, imar kapsamına alınmış olsa dahi bu tarihten 20 yıl önce imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ve 20 yıllık zilyetlik süresinin kesintisiz devam edip etmediği belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, davacı yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, kadastro tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19/09/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.