Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/10179
Karar No: 2012/408

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/10179 Esas 2012/408 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/10179 E.  ,  2012/408 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı kurum, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 10, 26 ve 27. maddeleri uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, Anayasa Mahkemesi iptal kararı resen dikkate alınarak ve davalı işverene %65, sigortalıya %35 kusur izafe edilen bilirkişi raporu hükme dayanak kılınarak, ancak 10 ve 27. madde koşulları yönünden hiç bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın 506 sayılı Yasanın 26. maddesine göre yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve..... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 sayılı Kanunun 26/1. maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına, öte yandan, kesinleşen önceki rücu davalarında hükmolunan miktarın mahsubu yapılırken, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin esas alınması gerektiğine; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmişse, artışların hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmamasına, bu çevrede meseleye fiili ödemeler açısından bakıldığında ise, fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise, o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine, fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise, o takdirde de, fiili ödeme miktarının esas alınması gerektiğine göre, mahkemece, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdestdavalara uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek yargılama yapılıp, hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Somut olayda, 20.06.1991 doğumlu olup kaza tarihinde 14 yaş 1 aylık olan sigortalının, altılı poşet kolanın poşetini bıçakla kesmeye çalışırken, bıçağın sağ gözüne temas ederek 20.07.2005 tarihinde zararlandırıcı sigorta olayına maruz kaldığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasanın 9. maddesi “(Değişik fıkra: 25/08/1999 - 4447/2 md.) İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır...” hükmünü içermekte, anılan yasanın 10. maddesi ise, “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tesbit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22’nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri tutarı, 26’ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” hükmünü öngörmektedir. Diğer taraftan, 506 sayılı yasanın 27. maddesinde; işverenin, iş kazasını, o yer yetkili zabıtasına derhâl, Kurumu da kazadan sonraki en geç iki gün içinde yazı ile bildirmekle yükümlü olduğu ve bu bildirmenin, örneği Kurumca hazırlanan haber verme kâğıtlarının doldurulup verilerek yapılacağı, işverenin kasten veya ağır ihmali neticesi iş kazasını bu madde gereğince kuruma zamanında bildirmemesinden veya haber verme kâğıdında yazılı bilginin eksik veya yanlış olmasından doğan ve ilerde doğacak olan kurum zararlarından işverenin sorumlu olacağı, 1. fıkrada yazılı süre içinde kuruma bildirilmeyen iş kazası dolayısıyla bildirme tarihine kadar işveren tarafından yapılmış olan harcamaların Kurumca ödenmeyeceği belirtilmiştir.
    Rücu davasının aynı zamanda 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri ile 27. maddesine yönelik bulunduğu gözetilerek, anılan madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu yöntemince araştırılıp belirlenmeli, anılan madde koşullarının varlığı halinde, işverenin 10’uncu maddeye ilişkin sorumluluğu oransal olarak tespit edilip, Anayasa Mahkemesi Kararında belirtilen ilke ve esaslara göre saptanacak rücu alacağının talep de gözetilerek tahsiline hükmedilmelidir.
    Öte yandan, çocuk yaştaki acemi işçiyi mutfakta görevlendiren ve bıçakla çalışmasına göz yuman işverenin daha fazla kusurlu olması gerektiği gözetilmeksizin, işverene %65 oranında kusur izafe edilen 03.12.2009 tarihli yetersiz bilirkişi raporunun hükme dayanak kılınıp yazılı biçimde karar tesis edilmesi, ayrıca, isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece, yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile, iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda, uzman bilirkişi heyetinden, kusur oran ve aidiyeti konusunda, özellikle, işverenin baskın kusurunun varlığını irdeleyecek biçimde, yeniden rapor alıp, sonucuna göre hüküm tesisinden ibarettir.
    O halde; taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.01.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi