23. Hukuk Dairesi 2015/9308 E. , 2017/1696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada asli müdahale isteminde bulunan ... vekili, müvekkilinin yüklenici ..."dan 14.06.2001 tarihli noterlikçe düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile ...Mahallesi 90 ada 1192 parsel 7. kat 15 no"lu bağımsız bölümü satın aldığını, anılan bağımsız bölümün davalı arsa maliki ile yüklenici arasındaki inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye ait olduğunu, müvekkilinin daireyi kaba inşaat halinde alarak tamamladığını ve 2002 yılı Eylül ayından itibaren dairede oturmaya başladığını ileri sürerek, 15 no"lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline aksi takdirde dairenin rayiç değerinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı ... vekili, arsa maliki aleyhine asli müdahale yoluyla açılan dava ile birleştirilmek üzere tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmediğini, inşaatı eksik bıraktığını, müvekkilinin eksik imalatı tamamladığı gibi, yükleniciye ait olan prim ve vergileri de ödediğini ve yüklenici ile halefi davacının tescile hak kazanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin, 23.02.2004 tarihli davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 16.03.2005 tarihli 2004/4618 esas, 2005/1510 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, yapılan yargılamada Mahkemenin 21.11.2006 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2010 tarihli ilamı ile bozulduğu, bozma ilamı sonrasında Mahkemenin 12.04.2012 tarihli kararı ile asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 26.02.2013 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra mahkemece, iddia, savunma, bozma ilamları, bilirkişi raporları yapı kullanma izni için yapılan masrafların davacı tarafından yapıldığının kesin ve net olarak ispatlanamadığı, işlemlerin davalı ... adına yapılmış olması kapsamında masrafların bu şahıs tarafından yapıldığına karine oluşturduğu, bilirkişinin tespit etmiş olduğu bağımsız bölüme düşen yapı kullanma masraflarının davacıya depo ettirilmek suretiyle denkleştirici adalet ilkesi gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne,... mahallesinde 1893 ada 15 parsel 7. Katta bulunan 15 no"lu bağımsız bölümün 12.10.2015 tarihinde depo edilen 5.135,04 TL kapsamında tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı ... oğlu ... adına tapuya tesciline, depo edilen 5.135,04 TL"nin davalı ..."ya ödenmesine, karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı (arsa sahibi) temyiz etmiştir.
Mahkemece verilen kararda, 3. bozma ilamının fiili olarak uygulanmasına rağmen, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmamıştır.
Bozma ilamında “ Giderlerin arsa sahibince yapıldığının anlaşılması halinde toplam bedelinin depo ettirilmesi koşuluyla birlikte ifa suretiyle tescile karar verilmesi gerekirken, belirtilen bu husus üzerinde durulmaksızın açıklanan masraf kalemlerinin ayrı bir davada istenebileceğinden bahisle hükmüne uyulduğu halde bozma ilamına aykırı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerekmiştir. ""ibaresi yer almaktadır.
Yapılan yargılama sonunda, bu masrafların davalı arsa sahibi tarafından yapılmış olduğu, dava konusu dairenin teminat dairesi olduğu anlaşıldığı halde, bu kez sadece davacıya ait bağımsız bölüme ilişkin masraf yatırılarak tescile karar verilmesi bozma ilamının amacına uygun olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı arsa sahibi tarafından yapıldığı belirlenen tüm bedelin depo ettirilerek tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl davada davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.