15. Ceza Dairesi 2017/11745 E. , 2020/1552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1) Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden her iki sanık için ayrı ayrı;
TCK"nın 158/1-e-son, 43/1, 35/2, 62/1, 52/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2) Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden her iki sanık için ayrı ayrı;
TCK"nın 204/1, 43, 62/1, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... müdafii, sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."nin yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün sanığın bildirdiği adrese tebliğ için gönderildiği, muhatabın taşındığı belirtilerek tebliğ edilmeksizin iadesi üzerine, sanığın MERNİS adresinin tespit edilerek söz konusu adreste gerekçeli kararın tebliği gerekirken, sanığın bildirdiği ancak taşındığı belirtilen adreste Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış olması karşısında, usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığından sanık müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek temyiz isteminin reddine ilişkin 13/02/2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Sanıklardan ..."nin ... İnşaat adı altında sahte tescilli işyeri açtığı, diğer sanık ..."un ise sözkonusu işyerinin muhasebeciliğini yaptığı, temyiz dışı diğer sanıkların çalışmadıkları halde çalışıyor gibi gösterilerek SGK"ya işe giriş bildirgelerinin düzenlendiği ancak primlerinin yatırılmadığı ve sağlık hizmetlerinden faydalanmadıkları, SGK kayıtlarının iptal edildiği, sanıkların ortak irade ile hareket ederek gerçekte hiç çalışmadıkları halde temyiz dışı diğer sanıkların SGK"ya işçi bildirimlerini yaptıkları, bu şekilde üzerlerine atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda;
1- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede:
Sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5327 sayılı TCK’nın 204/1 maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasa’nın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede:
Sanıklar hakkında dosya kapsamı ve UYAP ortamında yapılan incelemede, benzer eylemlerden ötürü yargılaması devam eden ceza davalarının mevcut olduğu görülmekle, sanıkların fiillerinin her birinin yenilenen suç işleme kararıyla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde birden çok kez ihlal edilmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suç ya da ayrı kasıt altında farklı suçları oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi açısından, bu dosyanın benzer nitelikteki Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/129 Esas ve Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/70 Esas numarası üzerinden yargılaması yapılan ve halen kesinleşmediği anlaşılan dosyalar ile adına farklı isimlerle işyerleri açılan sanık ve bu işyerlerinin muhasebeciliğini yapan sanıklar hakkında benzer eylemlerden açılan dosyalar getirtilip incelenerek Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/70 Esas numaralı dosyası üzerinde birleştirilmeleri, tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.