Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2333
Karar No: 2018/449
Karar Tarihi: 23.01.2018

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/2333 Esas 2018/449 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2017/2333 E.  ,  2018/449 K.

    "İçtihat Metni"

    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabî tutulmasına dair Tarsus 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/4 esas, 2013/8 (kapatılan Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/04/2013 tarihli ve 2011/921 esas, 2013/454) sayılı kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 29/06/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosyalar incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 16.04.2013 tarihinde 2011/921 esas ve 2013/454 karar sayı ile verilen, hükümlü ..."ın TCK"nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında tedaviye hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 16/04/2013 tarihli ek kararın bozulması istenmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nce 07/04/2014 tarihinde incelenen dosyadan;
    "Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 16.04.2013 tarihinde 2011/921 esas ve 2013/454 karar sayı ile verilen sadece tedavi ve denetimli serbestlik uygulanmasına ilişkin kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19.11.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkemece sanığın TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sadece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiştir.
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında tedaviye hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen kararın bozulması istenmiştir.
    Yokluğunda verilen 16.04.2013 tarihli kararın, sanık tarafından bildirilen adrese tebliğe çıkarıldığında; "amcaoğlu Şehmuz Kılıç" biçiminde tebliğ edilmesi, bu kişinin sanık ile aynı konutta oturup oturmadığının tebligat evrakı ve dosya kapsamından anlaşılamaması nedeniyle, Tebligat Kanunu’nun 16. maddesinde belirtilen şekilde bir tebligat işleminin yapılmadığı, bu durumda kararın sanığa usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemiş olması nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın Mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine," karar verildiği,
    Adalet Bakanlığı"nın 13/06/2017 ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29/06/2017 tarihli yazıları ile belirtilen aykırılık nedeniyle de aynı hükmün kanun yararına bozulmasının istendiği; ancak dosyanın Yargıtay 10. Ceza Dairesi yerine Dairemize gönderildiği,
    Anlaşılmıştır.
    KARAR: Açıklanan nedenlerle;
    2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanıp 27.01.2017 tarih ve 29961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı iş bölümü kararının Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler II/A bölümünde yer alan "Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle Daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar" kuralı gereğince işin incelenmesi görevi daha önce ret kararı veren Yargıtay 10. Ceza Dairesine ait olduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli 10. Ceza Dairesi"ne sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 23.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi