19. Hukuk Dairesi 2017/5340 E. , 2019/2985 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili alacaklı lehine davalı borçlu aleyhine 15.01.2008 tanzim, 15.07.2008 vade tarihli, 14.091,00 TL bedelli senedin vade tarihinde ödenmemesi nedeniyle ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/41 esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibe konu senedin borçlulardan ...’a ait Kılınçlar Tarım Ürünleri Nakliyat Gübre Sanayi ünvanlı işyerine verilen buğday karşılığı borçlu ...’ın oğulları olan ve ... adına işleri takip eden... tarafından imzalanan senet olduğunu, davalının takip konusu borca itiraz ettiğini belirterek, ... İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin 2008/59 E -2008/65 K sayılı dosyasından müvekkili aleyhine hükmedilen % 40 inkar tazminatının kaldırılması ile davalı ...’ın itirazının iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın % 40’ndan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 26.05.2009 tarihli ilk duruşmada, davalarının alacak davası olarak kabul edilmesini talep etmiş, ancak müvekkili aleyhine ... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından hükmedilen % 40 oranında icra inkar tazminatının kaldırılmasını da istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ... Şubesi ile... Şubesi’nden celp edilerek dosya içerisine alınan vekâletnamelerin incelenmesinde, davalı ... tarafından dava dışı oğlu ..."a verilmiş herhangi bir vekaletname bulunmadığı, dava dışı oğlu Serhat Kılınç"a verilen vekaletnâmelerde ise açıkça kambiyo senedi düzenlenmesi hususunda yetki verilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davaya ve takibe konu olan bononun davalı ... yönünden geçersiz olup, davalının bu senetten dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.04.2015 tarih, 2014/17121 Esas ve 2015/4711 Karar sayılı bozma ilamında ;”Dava, kambiyo senedi vasfında olmayan senede dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, yargılama sırasında 06.07.2010 havale tarihli dilekçesi ile davasını harcını da ikmal ederek tam ıslah yapmış ve talebinin temel ilişki olan buğday alım-satımından doğan alacak olduğunu açıkça belirtmiştir. Bu durumda mahkemece artık davaya alım-satımdan doğan alacak davası olarak devam edilip, davacıya alacağını ispat için delilleri sorulup ibraz ettirilerek, yapılacak inceleme sonucu bir karar verilmesi gerekirken, ıslah ile değiştirilen davadaki ilk talep dikkate alınarak hukuki tavsifte hata yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, alacağa konu senetlerin buğday satışına ilişkin olduğu, bu satışa ilişkin faturanın davacının defterinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerindeki kayıtlar esas alınmak üzere davacının davalı ...’dan 08/07/2008 tarih 115452 nolu fatura karşılığı 14.091,52.TL alacaklı olduğu, dava dışı borçlularca düzenlenen 15/07/2008 vade tarihli senedin ödenmemiş olduğu,senet vade tarihinden itibaren davalının mütemerrit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kötüniyet tazminatının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından dosyaya sunulan 15.01.2008 tanzim, 15.07.2008 vade tarihli bono da keşideciler dava dışı ... ve Serhat Kılınç ,lehdar ise davacı ...’dır. Davalı ...’ın söz konusu bono da herhangi bir sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu bono alacak istemine ilişkin ispat yönünden yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemez.Davacının davalıya mal teslim ettiğini ve alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir.Davacının ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu’na göre kapanış tasdikinin olmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmamış olup ticari defter kayıtları davacı lehine delil teşkil etmez,aleyhine delil teşkil eder.Kaldı ki salt davacı ticari defter kayıtları esas alınarak mal tesliminin kabulü mümkün olmayıp,kayıtların dayanak belgelerle desteklenmesi gerekir. Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme,yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.