11. Ceza Dairesi 2017/11308 E. , 2019/2402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık, Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında: Beraat
Sanık ... hakkında Mahkumiyet
A- Sanık ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık" suçlarından verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yüklenen suçları işlediği sabit olmadığından CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraati gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar ... ve..."in aynı zamanda ... kızı ölü ... mirasçılarının da hissedarı olduğu ... parselde kayıtlı taşınmazın hissedarı oldukları, sanıkların bu taşınmazı katılana 23.250 TLye satması hususunda sanık ..."in aracılık yaptığı ve taşınmazın satışına ilişkin 26.11.2007 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, sonrasında sanıkların ... Tapu Sicil Müdürlüğüne müracaatları ile tapu memuru olan sanık ... tarafından söz konusu taşınmazın kayıtlarında bir değişiklik yapılmaksızın katılana satıldığına dair 30.11.2007 tarihli sahte tapu senedinin düzenlenmesine bu satışın mümkün olmadığını bilmelerine rağmen yardım etmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia olunduğu olayda; sanık ..."ın savunmalarında ikinci defa tapu dairesine gittiklerinde sanık ..."nin olayın kendilerinden kaynaklanan bir hata olduğunu söylediğini ve elindeki tapuyu yırtıp tekrar bir tapu düzenlediğini, babalarından bu yeri böyle aldıklarını, dedesi zamanında da bu şekilde kendilerine geçtiğini, taşınmazın başka bir hissedarı olduğunu bilmediklerini, ellerinde mevcut tapu senedinde de üç hisse göründüğünü, 2/8 hissenin ... kızı ölü ... mirasçıları adına göründüğünü, bu şekilde yazmış olsa da yıllardan beri bu araziyi kendilerinin kullanmaları nedeniyle arazinin tüm hissesinin kendilerinde olduğunu düşündüklerini, bu nedenle bu şekilde satım işlemine girdiklerini, sanık ..."nin de bu şekilde araziyi satamayacaklarını söylemediğini, kardeşinin çektiği krediyi ödememesi nedeniyle taşınmaza konulan hacizden haberinin olmadığını belirtmesi, sanık ..."in savunmalarında da sanık ..."ın savunmasına benzer şekilde araziye sonradan taraflarınca ipotek konulmadığını, bir borçtan dolayı tedbir konulduğunu duyduğunu, daha önceden sanık ... ile tanışmadığını, ilk defa orada gördüğünü, sanık ... ile diğer sanıklar...ve..."in daha önceden tanıştıkları konusunda bir izleniminin olmadığını, sanıklar ...veya ..."e harç parası adı altında para verildiğini görmediğini, kendilerinin de vermediğini belirtmesi, sanık ..."in savunmalarında ikinci defa tapu dairesine gittiklerinde sanık ..."nin olayın kendilerinden kaynaklanan bir hata olduğunu söylediğini ve elindeki tapuyu yırtıp tekrar bir tapu düzenlediğini, harç parasının sanık ..."ye verildiğini, hatta..."in satış sonrası kendisini arayarak "keşke harç parasını tapucuya vermeseydiniz" dediğini, katılanın kendisine değil sanık ..."ye 300 TL verdiğini, sadece işlemler bittikten sonra katılanın kendisine 100 TL verdiğini, olay tarihinde emlakçılık yapmadığını belirtmesi, sanık ..."in de katılanın sanık ..."e sadece 100 TL verdiğini belirterek sanık ..."i doğrulaması, suça konu belgeyi düzenleyen olay tarihinde veri hazırlama kontrol işletme memurluğu görevini yapan sanık ..."nin savunmasında sadece sanıklar ...ve ..."i tapu sicil müdürlüğüne gelip gitmeleri nedeniyle tanıdığını, diğer sanıklar ve katılanı tam olarak çıkaramadığını beyan etmesi, katılanın taşınmazın adına kayıtlı olmadığını öğrenmesi üzerine sanıklarla yaptığı görüşmede sanık ..."ın katılanın zararını karşılayacağını beyan ederek 30.000 TL bedelli senet vermesi bu senet fotokopisinin dosya arasında bulunması, sonrasında sanıklar tarafından katılanın zararının karşılanması, UYAPTAN alınan nüfus kayıtlarından sanıklar... ve ..."in babaları olan ..."nun 10.09.2000 tarihinde yeniden evlendiğinin, baba ..."nun vefatı ile terekenin oğulları olan sanıklar ile eşi ... arasında Sultanhisar Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 23.06.2006 tarih 2006/181 Esas, 2006/161 Karar sayılı kararı ile paylaştırıldığının, sonrasında ..."nin söz konusu taşınmazdaki hissesini eşit olarak sanıklara satması ile 28.03.2007 tarihinde sanıklar ... ve..."in taşınmaza 21/56"şar hisse ile malik olduklarının tespit edilmiş olması, sanıklar... ve ... müdafiinin 12.12.2012 tarihli yazılı savunmasında 09.02.2007 tarihinde kanunda yapılan değişiklikten sonra hisseli arazi alım satımının mümkün olmadığını ve bunu da herkesin bilmesinin mümkün olmadığını, sanıkların ellerinde bulunan ve Tapu Müdürlüğünden aldıkları 28.03.2007 tarihli tapu senedinde sanıklardan başka birinin hissedar gözükmemesi nedeniyle gerçekten satış yaptıkları inancı ile işlem yaptıklarını savunması ve dilekçe ekinde bulunan 28.03.2007 tarihli tapu senedinde sanıkların 21/56"şar hisse ile malik olduklarının yazılı olması, sanık ..."in 1993 yılında sanıkların babasının taşınmazı ... İlçesinden birisinden satın aldığını ve burayı kullandığını, babalarının vefatı üzerine sanıkların kullanmaya başladığını, sanıklardan başka taşınmazı kullanan kimseyi görmediğini, ben 35 yıl Devlet Su İşlerinde görev yaptığını, arazileri karış karış bildiğini, ..."nın ikinci kez resmi olarak evlendiğini, ancak onun hissesinin olabileceğini hiç düşünmediğini, tapuda başkasının hissesi görününce herhalde analık hissesidir diye düşündüklerini, ilk tapuda sorun olduktan sonra ikinci kez tapuya gittiklerinde sanıklar... ve..."in babalarının ikinci defa evlenmesi nedeniyle mirasçılığının gündeme geldiğini ve bunun mahkeme aracılığıyla düzeltildiğini söylediklerini ifade etmesi, katılanın gerek ilk tapu senedini gerekse ikinci defa aldığı suça konu tapu senedinden önce herkesin bilgisine açık olan tapu kütüklerine bakmadan taşınmazın satışı işlemlerinde bulunması nedeniyle somut olayda katılanın denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli hareketlerin bulunmadığının anlaşılması karşısında, tüm dosya kapsamından sanıklar ... ve ..."in taşınmazın 1966 yılında tescili yapılan...kızı ölü ... mirasçılarının da taşınmaz da hisse sahibi olduğunu bildiklerine, sanık ..."in sadece katılan ve sanıklar arasında taşınmazın satışı konusunda aracılık yapması dışında bir menfaat temin ettiğine dair savunmalarının ve diğer delillerin aksine mahkumiyetlerine yeterli, somut her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediğini belirterek 5271 sayılı CMK"nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşamayan mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanıkların yüklenen suçları işledikleri sabit olmadığından CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C- Sanık ... hakkında "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçundan da dava açıldığı halde, mahkemece fiilin irtikap suçunu oluşturduğu kabul edilerek suç duyurusunda bulunulmuş ise de, niteliği değişse bile sanığın bu fiili nedeniyle Mahkeme tarafından ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, temel cezayı teşdit gerekçesi ile cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 07.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.