10. Hukuk Dairesi 2010/16320 E. , 2012/381 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 3201 sayılı yasa gereğince yapılan borçlanma sonrası bağlanan yaşlılık aylıklarının Kurumca iptali sonucu, yapılan ödemeler ile ödenmeyen aylıkların tahsili, terdiden kesin dönüş koşulunun gerçekleştiği tarih dikkate alınarak aynı talebin gerçekleştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacıya, 3201 sayılı Yasa gereğince borçlandığı süre dikkate alınarak, 01.12.2006 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, bilahare anılan tarihte çalışmaya devam ettiğinin, böylece kesin dönüş şartının gerçekleşmediğinin anlaşılması üzerine bağlanış tarihi itibariyle yaşlılık aylığının iptal edildiği belirgindir.
Mahkemece, yurtdışı hizmet borçlanması için kesin dönüşü şart kılan 3201 sayılı Yasanın 3. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 günlü Esas 2000/36 Karar 2002/198 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olduğundan, artık yurt dışında bulunan Türk Vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış ise de, 3201 sayılı Kanunun “aylık tahsisi ve aylığın başlama tarihi” başlıklı 6.maddesinde;
"A-Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;
a)Yurda kesin dönülmüş olması,
b)Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması;
c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması şarttır.
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre Bağlanır...” şeklindeki düzenleme ile 3201 sayılı Kanunun aylık bağlanması için “kesin dönüş” koşulunu aramakla birlikte bu konuda açıklayıcı bir bilgi de içermemektedir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 1997/10-588-857, 1998/10-645 1999-237 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini de burada sağlamak üzere anavatana dönüş yapmaları gerekir. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki işçi sıfatıyla, çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkilerini bitirmeden Avusturya Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından yardım alarak geçici sürelerle yurda giriş yapmak “kesin dönüş” yapıldığı anlamını taşımaz. Keza yurt dışındaki işini kaybetmek de her zaman kesin dönüşe delalet etmez. Giderek kişi işsiz kalabilir ama işsizlik sigortasından yardım almayı yeterli görerek yurda kesin dönüş yapmayabilir.
Bu konuda çıkarılan, 06.11.2008 tarih 27046 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde de “Kesin dönüş; Aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu” ifade edeceği öngörülmüştür. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında; işsizlik sigortasından yardım almak kişinin yurt dışında oturduğuna ve yurda kesin dönüş yapmadığına kuvvetli bir delil ve karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi, somut olayın özellikleri içinde belirlenecek aynı güçte delillerle ispat olunabilir.
Kurum tarafında yeniden, 01.10.2008 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 28.07.2007 tarihine dek çalışması ve işsizlik-hastalık parası alması sebebiyle kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği, yurda kesin dönüş yapılıncaya kadar borçlanmanın hukuken askıya alınarak 3201 sayılı Yasanın 6.maddesine göre yurda kesin dönüş yapılmadıkça yaşlılık aylığı bağlanamayacağı ve giderek aylığın başlatılmaması,şayet bağlanmışsa aylığın kesilerek fuzulen ödenen yaşlılık aylıklarının Kurumca geri istenmesinin mümkün bulunduğu, ancak hukuken askıya alınan yaşlılık aylığının yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşı olan 01.08.2007 tarihinden itibaren yeniden ödenmeye devam olunması gerektiği, anılan tarih ile 01.10.2008 arasında da aylığa hak kazandığı gözetilmelidir.
Mahkemece, açıklanan tüm bu maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
O hâlde; davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.