17. Hukuk Dairesi 2016/12510 E. , 2019/5808 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin desteğinin sürücüsü olduğu, davalıya ihtiyari mali mesuliyet sigortalı aracın tek taraflı kazasında desteğin öldüğünü açıklayıp ... için 140.782,00 TL, ... için 36.230,00 TL, ... için 36.787,00 TL olmak üzere toplam 213.799,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için ayrı ayrı 80.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin teminat dışında kaldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile ... için 140.782,00 TL, ... için 36.230,00 TL, ... için 36.787,00 TL maddi, ... için 15.000,00 TL, ... ve ... için 10.000,00"er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1982 T.C. Anayasa"sının 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Yine HMK"nin 280 maddesi hükmüne göre "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı
olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir." Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmeden, rapora itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden, Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın “Sigorta Teminatının Kapsamı” başlıklı 1.maddesinde, “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İşbu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı müdafaasını da temin eder.” şeklinde düzenleme ile davalının sorumluluğu düzenlenmiştir.
Yine Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın 3/b maddesinde “...Aracı sevk ve idare edenin, aracı sevk ve idare ederken uğrayacağı zararlar dolayısıyla ileri sürülen talepler,”"ın teminat dışında olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda anlatılan düzenlemeler karşısında, araç sürücü olan desteğin geride kalan hak sahiplerinin talepleri teminat dışında olup davalı aleyhine açılan maddi-manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.