Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15452 Esas 2017/2874 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15452
Karar No: 2017/2874
Karar Tarihi: 06.04.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15452 Esas 2017/2874 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı tarafından müvekkil şirketlere ait olmayan bonoların müvekkil şirketlerin isimleri yazılarak borçlu hale getirilmesi nedeniyle açılan menfi tespit davasında, Mahkeme davayı reddetmiştir. Ancak, davada taraflar arasında devam eden başka bir dava ve ceza davası bulunması nedeniyle, hüküm bozulmuştur. Davacıların lehine takdir edilen duruşma vekalet ücreti davalıdan tahsil edilerek davacılara verilecektir. 6098 sayılı TBK’nun 74. (818 sayılı BK’nun 53.) maddesi gereği, ceza davasının sonuçlanması beklenerek karar verilmelidir.
Kanun Maddeleri:
- 6098 sayılı TBK’nun 74. (818 sayılı BK’nun 53.) maddesi: “Hukuk hakiminin mahkumiyeti veya beraatı hakkındaki karar, sırasında hüküm ifade ettiği maddi vakıayı hukuk hakimini bağlar.”
19. Hukuk Dairesi         2016/15452 E.  ,  2017/2874 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili ile davalı asil ... ve davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan, duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, müvekkilleri aleyhine davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip başlatıldığını, ancak takibe konu bonoların müvekkili şirketler tarafından keşide edilmediğini, şirkette çalışan tarafından imzalanmış bonoların üzerine müvekkili şirketlerin isimleri yazılarak borçlu hale getirildiklerini, adı geçen şahsın müvekkili şirketler adına bono tanzim etme yetkisinin bulunmadığını, borç ilişkisi bulunmadığını, bonolarda iki imza ile üç borçlu gösterildiğini iddia ederek müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine ve % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunduklarını, zira aynı takibin iptali için Mahkemesi’nin 2013/26 esas sayılı dosyasında da imza itirazı ile dava açıldığını, ancak tüm imzaların borçluya ait olduğunun anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece,şirket müdürlüğüne 10 yıllığına atandığı, bu kararın 26.11.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, böylece takibe konu senetlerdeki imzayı attığı tarihlerde davacı şirket adına imza atmaya ve şirketi borçlandırmaya yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava menfi tespit davası olup, davaya konu senetlerle ilgili Mahkemesi’nin 2016/122 esas ve 2017/129 karar sayılı dava dosyasında bedelsiz senedi kullanma suçundan davalı ... hakkında ceza davası açıldığı, bu davanın beraatle sonuçlandığı ve ancak kesinleşmediği dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Ceza davası sonucunda verilecek olan maddi vakıayı saptayan bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı 6098 sayılı TBK"nun 74. (818 sayılı BK"nun 53.) maddesi uyarınca düşünülerek, öncelikle bu ceza davasının sonucu beklenilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.