12. Hukuk Dairesi 2016/28220 E. , 2018/1637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair nedenlerin yanı sıra dayanak bononun düzenlenme tarihi olan 2015 yılındaki 5 rakamı üzerine 4 rakamı yazılmak suretiyle tahrifat yapılarak bononun vade tarihiyle uyumlu hale getirildiğini, dolasıyla senedin kambiyo vasfında olmadığını ileri sürerek borca ve takibe itirazla takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, istemin kabulü ile, İİK"nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
HMK"nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından imza veya paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise, inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir.
Mahkemece tahrifata ilişkin olarak grafoloji ve sahtecilik uzmanı ..."tan alınan 11/04/2016 tarihli raporda; senedin tanzim tarihi bölümüne ilk önce yazılan "21.08.2014" tarihinin yıl hanesindeki "4" rakamının üzerine gelecek şekilde "5" rakamı yazılmak suretiyle senedin tanzim tarihinin tahrifen mevcut "21.08.2015" haline dönüştürüldüğünün bildirildiği görülmüştür.
Somut olayda, mahkeme gerekçesinde, 2014 olan tanzim yılının tahrifatla 2015"e dönüştürüldüğü ve keşidecinin parafı olmadığından tahrifat öncesi tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması nedeniyle senedin bono vasfında olmadığının belirtildiği görülmüştür.
Her ne kadar mahkeme kararında 11/04/2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmiş ise de, mahkeme kararının gerekçesinin bilirkişi raporuna uygun olmadığı görüldüğü gibi, esasen bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli nitelikte ve netlikte olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, takip konusu bononun vade tarihinin 21.09.2014 olduğu, dolayısıyla gerekçede kabul edilen tahrifat öncesi tanzim tarihi olan 21.08.2014"ün bononun vade tarihinden sonra olmasına ilişkin değerlendirmenin de isabetsiz olduğu anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; senedin tanzim tarihine ilişkin olarak ileri sürülen biçimde tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli nitelik ve netlikte, uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz rapora dayalı olarak eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.