10. Hukuk Dairesi 2011/1449 E. , 2012/317 K.
"İçtihat Metni"Davacı, 2005 yılı Eylül ayından, 2008 yılı Nisan ayına kadar davalılardan......bildirimsiz olarak çalıştığını;.....temizlik ve bilgisayarda öğretmenlerin maaş bordrolarını düzenleme işlerini yaptığını, ......’ta ise 5233 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan komisyon bünyesinde yine temizlik ile bu kanun gereğince yapılan başvuruların bilgisayara kayıt işlemlerini yaptığını; davacının işe alınma işleminin davalı....... tarafından yapıldığını; ücretinin ise diğer davalı ve Kaymakamlığa bağl......şeklinde ödendiğini ileri sürerek; diğer davalı ..... bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, çalışmanın hizmet akdine dayanmadığını, ücret ödemesi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, .......karşı açılan davaların husumet yönünden reddine; davalı .... ile diğer davalı ...aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulü ile davacının,davalı ...... 01.09.2005-19.07.2007 tarihleri arasında asgari ücretle kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili ile davalılar...... vekili ve ....vekili tarafından temyiz edilmiş olup düzenlenen rapor ile dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
1- Davacı vekilinin temyiz talebinin, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.8 uyarınca süre aşımı nedeniyle reddi gerekmiştir:
Zira davacı vekiline hükmün tefhim tarihi 24.09.2010 olup, temyiz dilekçesi ise 12.11.2010 tarihinde verilmiştir. İş Mahkemelerinden verilen hükümlerin, tefhim veya tebliğinden itibaren 8 gün içinde temyizi mümkündür. Davacı vekilinin, tefhimle başlayan 8 günlük temyiz süresini geçirdikten sonra hükmü temyiz ettiği görülmekle, temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekmiştir.
2- Davalılar...vekillerinin temyizlerine gelince:
Dava, 5510 sayılı Yasa geçici m.7 uyarınca uygulama alanı bulan; 506 sayılı Yasa m.79/10 uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır
506 sayılı Kanun m.2"de hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. Hizmet akdi, iş görme, bağımlılık ve ücret unsurlarından oluşur. Burada söz konusu olan iş, ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her türlü çalışmayı ifade etmektedir.
Dosya kapsamından davacının ...... parasal yardım aldığı, karşılığında davalı kamu kurumlarında çalıştığı, yaptığı çalışmaların iş görme ve bağımlılık unsurlarını içerdiği, zira davacının bu kurumlarda iş gördüğü ve bunu söz konusu kamu kurumlarından aldığı talimatlar doğrultusunda (bağımlılık ilişkisi içerisinde) gerçekleştirdiği, ..... da yapmış olduğu “yardım” karşılığında davacıyı adı geçen kamu kurumlarında çalışmaya sevk ettiği görülmektedir. 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu m.1 uyarınca; vakfın anılan yardımı, sosyal amaçlı ve karşılıksız olması gerekirken somut olayda, bu ödeme karşılığında yapılan bir hizmet söz konusudur. Bu nedenle ödemenin sosyal yardım niteliği ortadan kalkmakta; davacının çalışmalarının karşılığını yani ücreti oluşturmaktadır.
Somut olayda görülen çok taraflı hukuki ilişkinin, 4857 sayılı İş Kanunu m.7’de düzenlenen “geçici iş ilişkisi” niteliğinde değerlendirilmesi gerekir. Çünkü davacı işçiyi, davalı ...... işe almakta “sosyal yardım” adı altında ücret ödemekte, fakat diğer davalı kamu kurumlarında iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmektedir. Bu tür ilişkilerin üç kişinin yani işçi, onun iş akdiyle bağlı olduğu işveren ve bu işverenle geçici işçi sağlama sözleşmesi yapan diğer (geçici) işverenin iradeleriyle oluşan üçlü bir ilişkiye dayandığı; bu ilişkiye dayanılarak işçinin yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırılması koşuluyla başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devredildiği görülmektedir. Bu anlamda gerçek işveren ...... Kamu kurumları ise geçici işverendirler. Anılan düzenlemede yer alan, “…Geçici iş ilişkisi altı ayı geçmemek üzere yazılı olarak yapılır, gerektiğinde en fazla iki defa yenilenebilir…” hükmü ile aynı maddede yer alan geçici iş ilişkisinin kurulabilmesi için, işçinin "devir sırasında yazılı rızasını alma” koşullarının bulunmamasının .... ile sigortalı arasında devam eden varsayımsal (farazi) bağımlılık sebebiyle sigortalılık haklarını etkilemeyeceği düşünülerek, davacının iş görme edimini başkasına sunmasının, bağımlılık ilişkisine zarar verebilecek yoğunluğa ulaşıp ulaşmadığı incelenmeli ve farazi bağımlılık ilişkisinin varlığını koruduğu sürece davacının ....’na bağlı sigortalılığının sürdüğü kabul edilmelidir.
Geçici iş ilişkisinin bulunduğu hizmet tespiti davalarında husumetin kimlere yöneltileceği sorununa gelince; asıl işveren ... ile birlikte geçici işverenler olan ilgili kamu kurumlarına da husumetin yöneltilmesi gereklidir. Ancak sözü edilen kamu kurumlarında...... Müdürlüğü anlaşılmamalıdır. Zira Anayasa m.123/3"e göre, kamu tüzel kişilikleri ancak kanun yada kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. Bakanlıklar, Devlet kamu tüzel kişiliğinin bir davada taraf ehliyetine sahip organlarıdırlar. Bunun dışında bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin ve kamu iktisadi teşebbüsler ile bunlara bağlı müesseselerin de tüzel kişilikleri vardır. Somut olayda
....
ise Kaymakamlık makamı ile ...... tüzel kişilikleri bulunmadığından, husumetin bu kurumların bağlı bulunduğu ilgil.........yöneltilmesi gereklidir.
Bu yasal gerekliliğe uyulmadan, kaymakamlığa veya ilçe milli eğitim müdürlüğüne karşı dava açılması halinde; mahkeme kararında olduğu gibi davanın husumet yönünden reddine karar verilemez. Zira, davacının amacı, Devlet tüzel kişiliğin.....) dava etmektir. Davasını yanlış kuruma yöneltmiş olmakla, hasımda değil, temsilcide hata etmiş olmaktadır. Bu durumda, Mahkemece resen temsilcide hataya ilişkin yanlışlığın düzeltilerek davaya..... karşı devam edilmesi gereklidir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; temsilcide hata sonucu tüzel kişiliği bulunmayan.....husumet yöneltilerek açılan bu davada Mahkemece yapılacak iş; ilgili bakanlıklara doğru olarak husumet yöneltilmesinin sağlanmas..... dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek bu davalıların cevaplarının alınması, göstereceği delillerinin toplanması ile davacı tarafından hükmün temyiz edilmemiş olması da nazara alınarak davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilmek suretiyle bir karar vermek olmalıdır.
Bu nedenle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1- Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden REDDİNE,
2- Davalıların temyiz taleplerinin ise kabulü ile temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan......."na iadesine, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.