Esas No: 2020/2146
Karar No: 2022/1836
Karar Tarihi: 02.11.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2146 Esas 2022/1836 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2146 Esas
KARAR NO: 2022/1836
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020
NUMARASI: 2017/626 E. - 2020/31 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına tescilli "...", "..." ve "..." esas unsurlu ve tanınmış markaları ile ayırt edilmeyecek kadar aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan "..." ibareli... ve sair ürünlerin www...com adlı internet sitesinde "...", "...", "...", "...", "...", "..." şeklinde kullanıcı adları ile satışa sunulduğunu, bu ürünlerin satışını yapanların tespit edilerek davanın bu kişilere ihbar edilmesini, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, giderilmesine, ürünlere el konulmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, SMK'nun 149,150 ve 151/2-b maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik her bir davalının ayrı ayrı olmak üzere 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren Merkez Bankası Krediler Avans Faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, kararın masrafı davalı ve ihbar olunanlar tarafından karşılanmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede bir defa ilan yoluyla kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait olan http://www... com.tr/tr-tr internet sitesi üzerinden “Ürünler” başlığı incelendiğinde, davacıya ait ürün portföyünde müvekkiline ait internet sitesi üzerinden satın alınan ürün ile aynı veya benzer görsellikte bir ürün olmadığının tespit edildiğini, ayrıca bahsi geçen site üzerinden “...” kısmına tıklandığında ise bu kapsamda davacıya ait marka altında “network ürün listesi” olmadığı, network ürünlerin bir başka firma tarafından http://...com/ internet sitesi üzerinden sağlandığının açıkça görüldüğünü, ayrıca müvekkili şirket tarafından www...com internet sitesi üzerinden yapılan diğer bir incelemede http://www...com/ internet sitesinde davacı tarafından satın alınan ürünlere görsel açıdan ve özellikleri yönünden benzer ürünlerin yer aldığını, dolayısıyla davacının kendi markasını ihlal ettiğini iddia ettiği söz konusu ürünün davacıya değil bambaşka bir firmaya ait ürün olduğunu, her ne kadar davacının müvekkiline ait internet sitesi üzerinden satın aldığı ürünün kendi marka haklarını ihlal ettiğini iddia etmiş ise de, söz konusu ürünün başka bir firmaya ait bir ürün olduğunu, davacının kendi ürün portföyünde hem görsel, hem de özellikler açısından taklit olduğu iddia edilen ürün ile aynı veya benzer nitelikte bir ürün olmadığının açıkça ortada olduğunu, bu nedenle, davacı tarafından işbu davada öncelikle taklit olduğu iddia edilen söz konusu ürünün orijinalinin kendisine ait olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının kendisinin veya hakkı devraldığı iddiası var ise de devraldığına ilişkin belgelerin sunulması gerektiğini, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddini, müvekkili şirkete ait www...com isimli web sitesine sözü geçen ürünleri ekleyenin müvekkili şirket değil, www...com web sitesinin üyeleri, yani “içerik sağlayıcı”ları olduğunu, dolayısıyla marka hakkına tecavüz iddiası ile kanunen hem “yer sağlayıcı” hem de “aracı hizmet sağlayıcı” sıfatlarına sahip müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkili açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesini, esasa ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesini ve davanın “...” isimli kullanıcısına, “...” isimli kullanıcısına, “...” isimli kullanıcısına ve “...” isimli kullanıcıya ihbar edilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 25.02.2020 tarih ve 2017/626 Esas - 2020/31 Karar sayılı kararıyla; "... davacının sektörel tanınmışlığı olan "..." esas unsurlu markalarının tanınmış oldukları uydu alıcıları, yükselticiler emtiaları ile benzer malların davalının yer sağlayıcısı olduğu gittigidiyor.com alan adlı internet sitesinde "..." markasıyla satışının ve tanıtımının yapıldığı, "..." markasının davacıya ait ... numaralı "..." ve ... numaralı "..." ve ... numaralı "..." markaları ile karışıklığa neden olacak kadar benzer olduğu, markaların hitap ettiği alıcı kitlesi ortalama tüketici kitlesi olduğundan markaların karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının markasının tanınmışlığından faydalanmaya çalışıldığı, bu durumun SMK'nun 29 ve 7. maddeleri uyarınca marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, internet yer sağlayıcısı olan davalının SMK'nun 150/1. maddesi uyarınca tazminat talebinden dolayı iştirak halinde sorumlu tutulabilmesinin kusur şartına bağlı olduğu, davalıya dava açılmadan önce bu ürünlerin satışı ve tanıtımlarının durdurulması için Noter aracılığıyla ihtarname gönderilmesine rağmen dava dışı mütecavizlerce gerçekleştirilen taklit markalı ürünlerin kendisine ait web sitesinde satışa arz edildiği, bu eylemin davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve sona erdirilmesi taleplerinden haberdar olduğu halde bu talepler bakımından da davaya karşı çıkıldığı, bu nedenle davalının olayda kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminattan dava dışı mütecavizlerle birlikte iştirak halinde sorumlu olduğu, yer sağlayıcı olarak ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde "..." markalı taklit ürünlerden 658,09 TL hizmet geliri elde ettiği, fiilin özelliklerine, süresine, kusurun derecesine göre ayrıca 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin de hakkaniyete uygun olacağı, davalı yalnızca yer sağlayıcı olduğundan tecavüz konusu ürünlere el konulması, imhası ve benzeri taleplerin reddi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinin sonuç talep kısmında her bir davalıdan ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talep edildiği belirtilmişse de, davada tek davalı bulunduğundan yalnızca bu davalıyla ilgili hüküm kurulabileceği, SMK'nun 149/1-g maddesi uyarınca kararın ilan edilmesinde davacının hukuki yararı bulunduğu, ilan masraflarının davada taraf olmayan ihbar edilenlere yüklenemeyeceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Davanın “yer sağlayıcı” sıfatını haiz davalı şirkete, müvekkil şirketin tescilli ve tanınmış <<...>>, <<...>> ve <<...>> esas unsurlu markalarının ayırt 'edilemeyecek kadar aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan <<...>> ibareli haksız rekabet ve tecavüz mahsulü ürünlerin davalı şirkete ait www....com alan adlı internet sitesinde haksız ve tecavüz oluşturacak şekilde piyasaya sürülmesi, satışa arz edilmesi ve tanıtımının yapılmasından dolayı yöneltildiğini, Mahkemece taklit ve tecavüzün gerçekleştiğine karar verildikten sonra, 17.06.2019 tarihli ek rapora dayanılarak 658,09 TL maddi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bedelin çok düşük olduğunu, işbu davanın haksız rekabet davası niteliğinde olup, müvekkilin uğradığı zarar kaleminin sadece ürün satışından doğan zararlar olarak hesaplanmasının haksız olduğunu, Dava açılmadan önce davalı şirkete gönderilen ihtarnamelerle, müvekkil şirketin tescilli ve tanınmış <<...>> ve <<...>> esas unsurlu markaları ile iltibas yaratan <<...>> ibareli tescilli marka haklarımıza tecavüz mahsulü ürünlere ilişkin satış ilanlarının kaldırılması, durdurulmasının talep edildiğini, buna mukabil davalı şirketin 'Herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın kaldırılamayacağı' beyanı üzerine huzurdaki davanın açıldığını, bu bakımdan davalı yanın “yer sağlayıcı” sıfatını taşıyor olmasının hukuki sorumluluğunun doğmayacağı anlamına gelmeyeceğini, 5651 Sayılı Kanun'un 5.maddesinin 2.fıkrasındaki “ Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8. ve 9.maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.” hüküm gereğince yer sağlayıcının sorumluluğunun açıkça düzenlendiğini, yer sağlayıcının tazminat sorumluluğu için sıralı bir ihtar prosedürü gerekmeyip, haberdar edilmiş olmasının yeterli olduğunu, Emsal Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere, ihtarname neticesinde ve hatta ihtarnameye dahi gerek olmadan yer sağlayıcı haberdar edildiği takdirde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlü olduğunu, davalı yanın ileri sürdüğü gibi herhangi bir mahkeme kararının gerekmediğini, dolayısıyla davalı ihtarnameye karşı usul ve yasaya aykırı davranarak sorumlu hale gelmiş olup müvekkil şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararı tazmin etmekle yükümlü hale geldiğini." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Müvekkil şirketin aracı hizmet sağlayıcısı olduğunu, aracı hizmet sağlayıcı mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını, Elektronik Ticaret Kanunu’nun 9/1.maddesindeki; 'Aracı hizmet sağlayıcılar, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.' düzenlemesi gereğince müvekkilin ürün tanıtım bilgilerinden ve ürün satışlarından sorumlu tutulamayacağını, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesi gereğince; yer sağlayıcı olan müvekkilin yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını, Davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin 5651 sayılı Kanun’un aradığı koşulları taşımadığını, mevzuat uyarınca ihlale konu içeriklere ilişkin ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak ilgili linklerin (URL adreslerinin) açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak somut olayda müvekkil şirketin cevabi ihtarnamesine rağmen, davacı bu içeriklerin yer aldığı linkleri (URL adreslerini) paylaşmadığını, Müvekkil şirket tarafından keşide edilen cevabi ihtarnamede hangi URL adresleri üzerinde marka haklarına tecavüz edildiğinin ve haksız rekabet yaratıldığının bildirilmesi talep edilmesine rağmen davacı tarafından URL adresleri bildirilmediğinden söz konusu içerikler teknik olarak tespit edilemediğini ve yayından kaldırılamadığını, davacı 5651 Sayılı Kanun’a uygun bir şekilde ihtarda bulunmadığından müvekkil şirkete kusur ve sorumluluk izafe edilemeyeceğini." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Davacıya ait marka tescil kayıtları dava dilekçesi ekinde sunulmuş, incelendiğinde; "..." esas unsurlu pek çok markasının 9,11,21 ve 35. sınıfta tescilli olduğu, ... numaralı "..." ve ... numaralı "..." markalarının 35. sınıfta, ... numaralı "..." markasının 09. sınıfta ve ... numaralı "..." markasının ise 09, 11 ve 21. sınıflarda tescilli oldukları, TPMK tarafından 07/07/2005 tarihli, 13/07/2006 tarihli ve 22/01/2007 tarihli kararları ile "...", "..." ve "..." markalarının antenler, uydu antenleri, yükselticiler ve bunların parçaları gibi emtialar yönünden sektörel olarak tanınmış marka olduğuna karar verildiği tespit edilmiştir. *Mahkemece alınan 19/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; internet üzerinde yapılan incelemede, ...com alan adının kaydını yapan firma bilgisinin ... Tic. A.Ş. olduğu, bu şirketin yer sağlayıcı olduğu, 24/12/2017 tarihinde ...com alan adlı sitede yapılan sorgulamada, "..." markalı antenler, uydu antenleri, yükselticiler ve bunların parçaları ile benzer ürünlerin "...", "..." ve ..." isimli 3 kullanıcı tarafından satışa sunulduğunun tespit edildiği, ...org kullanılarak yapılan sorgulamada gittigidiyor.com sitesine ait "..." ibareli arşiv kaydının tutulmadığı, davacının "...", "..." ve "..." markalarının tanınmış marka oldukları, davacı markaları ile davalının kullandığı markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarına dair görüş bildirilmiştir. *Mahkemece alınan 18.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda; "davalının yer sağlayıcı olarak internet üzerinden çeşitli ürünlerin satşını ve pazarlamasını yapan bir şirket olduğu, mal satışına aracılık yapmasından dolayı hizmet geliri elde ettiği, 2016-2017 yıllarında elde ettiği gelire ve faaliyet karı ortalamasına göre haksız fiilin gerçekleştiği 09/06/2017-22/11/2017 tarihleri arasında haksız rekabet fiili içerisinde bulunduğu hususu Mahkemece kabul edildiği takdirde, davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketten 2.429.516.00 TL maddi tazminat talep edebileceği" tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. *Alınan 17.06.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; "münhasıran "..." ürünlerin satışına göre tazminat tutarının hesaplanması hususu benimsendiği takdirde davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketten 658,09 TL alacağı olduğu" tespit ve görüşüne yer verilmiştir.
GEREKÇE: Dava; marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i ve maddi - manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, "-Davanın kısmen kabulüne, -Davalının yer sağlayıcı olduğu, www...com alan adlı internet sitesinde davacının "..." ve "..." esas unsurlu markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olan "..." ibareli ürünlerin satışa sunulması suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, -Marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, giderilmesine, -658,09 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının uyguladığı krediler avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine. " karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı adına "..." esas unsurlu pek çok markasının 9,11,21 ve 35. sınıfta tescilli olduğu, TPMK tarafından "...", "..." ve "..." markalarının antenler, uydu antenleri, yükselticiler ve bunların parçaları gibi emtialar yönünden sektörel olarak tanınmış marka olduğuna karar verildiği, davalının ise ...com alan adlı sitede yer sağlayıcı olduğu, 24/12/2017 tarihinde gittigidiyor.com alan adlı sitede yapılan sorgulamada "..." markalı antenler, uydu antenleri, yükselticiler ve bunların parçaları ile benzer ürünlerin "...", "..." ve ..." isimli 3 kullanıcı tarafından satışa sunulduğunun tespit edildiği, davacı markaları ile davalının kullandığı markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları ve markaların markaların hitap ettiği alıcı kitlesi ortalama tüketici kitlesi olduğundan markaların karıştırılma ihtimali bulunduğu anlaşıldığından mahkemece marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve giderilmesi kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının "Yer sağlayıcısı olduğundan bahisle 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9/1.maddesi ve 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesi gereğince; yer sağlayıcı olarak yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını" ileri sürdüğü görülmüş ise de; davacı tarafından davalıya Beyoğlu ... Noterliği'nin 06/06/2017 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile "Davacının tescilli marka haklarına tecavüz teşkil eden ... markalı ürünlerin satışlarının durdurulması, tanıtımının yapılmaması, tescilli marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete derhal son verilmesi" için ihtar yapıldığı, ihtarnamenin davalıya 09/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 5651 Sayılı Kanun'un 5/2.maddesindeki, “Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8. ve 9.maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.” hükmü gereğince davalının haberdar edilmiş olmasına rağmen içeriği kaldırmaması nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı, "İhtarnamenin kanunun aradığı şartları taşımadığını, URL bilgilerinin verilmediğini" savunmuş ise de; davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin içerik itibariyle kanuni şartları taşıdığı, gerekli bilgilendirmeleri içerdiği görülmüştür. Davalının açıklanan şekilde kusurlu olması karşısında davalının tazminat sorumluluğunun bulunduğu, davalının yer sağlayıcı olarak ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde "..." markalı taklit ürünlerden 658,09 TL hizmet geliri elde ettiğinin tespit edilmesi karşısında bu tutarda maddi tazminata; fiilin özelliklerine, süresine, kusurun derecesine göre 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin de isabetli olması nedeniyle, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 250,00 TL harçtan, peşin alınan 62,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 187,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.