Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14841
Karar No: 2019/5801
Karar Tarihi: 09.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/14841 Esas 2019/5801 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/14841 E.  ,  2019/5801 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar vekili ve davalılar ..., ... vekilince temyiz edilmiş, davacılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07.05.2019 Salı günü davacılar vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, müvekkillerin araçta yolcu olarak bulunduğu sırada aracın kaza yapması neticesinde yaralandıklarını, davacı ..."ın kaza sebebi ile kolu kopacak şekilde yaralandığını, davacı ..."ın sol kalçasının çatladığını, davacı ..."ın iki dişinin kırıldığını ve vücudunun değişik yerlerinden yaralandığını, davacı ..."ın ayağından yaralanıp göğsünde şişlikler oluştuğunu, müvekkillerinin tedavi giderlerinin kendilerince karşılandığını, davalıların kazaya karışan her iki aracın işleten, sürücü ve trafik sigortacıları olduğunu ve zarardan sorumlu olduklarını açıklayıp davacılar ... ve ... için 1.000,00"er TL maddi tazminatın, davacılar ... ve ... için 500,00"er TL maddi tazminatın, davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 3.000,00 TL manevi tazminatın ve ... ile
    ... için 2.000,00"er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
    Davalılar ... ve ... vekili, kusuru kabul etmediklerini, davacıların hatır için araçta taşındıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... A.Ş. vekili, sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu olduklarını savunmuştur.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin kusurunun olmadığını savunmuştur.
    Davalı Liberty Sigorta AŞ vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılar ... ve ... A.Ş. aleyhine açılan davanın medyana gelen kazada kusurları olmadığından reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 381,11 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminatın; davacı ... için 2.177,76 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın; davacı ... için 299,56 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ..."ın maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Davalılar ... ve ... vekilinin ve davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminatlar yönünden yaptığı temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı ... yönünden kabulüne karar verilen 1.500,00 TL manevi tazminat yönünden ve davacı ... yönünden kabulüne karar verilen 1.000,00 TL manevi tazminat yönünden ve davacılar ..., ... ve
    ... yönünden ayrı ayrı reddedilen miktarlar yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacıların ve davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekilinin ve davacılar vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarardan kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) taraf ehliyetini düzenleyen 50.maddesinde, "medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu", "Türk Medeni Kanunu"nun 28 maddesinde de "kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı ve ölümle sona ereceği" düzenlenmiştir.
    Ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisi son bulduğundan karar tarihinden önce öldüğü anlaşılan davacı ..."ın yargılama sırasında öldüğü ve mirasçıları davaya dahil edildiği halde hükümde mirasçılar lehine değil de ölü kişi aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre;
    Davacılar vekili, davaya konu kazada kazaya karışan her iki araç sürücülerinin de kusuru bulunduğu ve zarardan tüm davalıların sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Kazanın ardından olay yerine gelen kolluk görevlilerince tutulan tutanakta; davalılardan ..."ın yönetimindeki araç ile kaza yeri olarak belirtilen mevkiye geldiğinde karşı
    yönden gelen dava dışı aracın davalı ..."a ait park halindeki aracın yanından geçerken davalı ... yönetimindeki araç ile dava dışı aracın karşılaştığı, davalı ..."ın araca çarpmamak için sağa doğru manevra yaptığında ev önünde park halinde bulunan dava dışı başka bir araca çarptığı, kazada ..."ın 2918 S.Y. K.T.K. 52/1-a maddesini, ..."ın aynı kanunun 61/1-c maddesini ihlal ettikleri kanaatine varılmıştır.
    Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan raporda; davalı ..."ın taşıt yolunda yeterli görüşün olmadığı yerde duraklama yapılmasına ilişkin kuralı ihlal ettiğinden meydana gelen kazada 5/8 oranında kusurlu bulunduğu, davalı ..."ın ise aracın hızını azaltmadığı ve aracın hızını gereli şekilde uydurmadığı gerekçesi ile meydana gelen kazada 3/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Anılan rapora davalıların itirazı üzerine alınan Adli Tıp Kurumu raporunda; davalı sürücü ..."ın idaresindeki otomobille meskun mahalde, çift yönlü virajlı yolda hızını mahal şartlarına uydurup, şeridinde seyretmesi gerekirken mahal şartlarını dikkate almadan tehlike arz edecek tarzda, dikkat ve özen yükümlülüklerine uymadan seyretmesinden mütevellit aracını şeridinde tutamayıp, direksiyon hakimiyetini kaybedip, sağdan yol dışına çıkarmasıyla neden olduğu olayda aslive tam kusurlu olduğu, yolun solunda, yol dışında toprak zeminde park halinde olan kamyonetin sürücüsü davalı ..."ın, karşı yönde idaresindeki otomobille seyreden dava dışı sürücü ... "in, yol dışında park halinde bulunan dava dışı traktörün sürücüsünün mevcut şartlarda olayda kusuru bulunmadığı belirtilmiştir.
    Mahkemece Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusur raporunu hükme esas alarak davalı ..."ın meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı, diğer davalı sürücü ..."ın %100 oranında asli kusurlu olduğu kabulü ile karar verilmiştir.
    Somut olayda her iki bilirkişi raporu arasında davalı ..."a ait aracın park halinde bulunduğu yer ve kazaya etkisi farklı değerlendirilmiş, buna göre her iki rapor arasında kazanın oluş şekli/maddi olguya ilişkin kabulü ile kusur saptaması arasında çelişki doğmuştur.
    Bu durumda mahkemece; mahkemece alınan her iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, kusurun ve maddi olgunun belirlenmesine ilişkin olarak İTÜ"den veya Karayolları Genel Müdürlüğünden tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve çelişkileri giderir şekilde rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    4-Davacılar vekilin, davacı ..."ın meydana gelen kazada sağ kolunda ağır derecede kırık olduğunu ve kolun kopma noktasına geldiğini açıklayıp müvekkili ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kısman kabulü ile 3.000,00 TL"ye karar verilmiştir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı
    ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı ... yararına takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    5-Bozma ilamının neden ve şekline göre yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik davacılar vekilinin ve davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin temyiz dilekçelerinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi