12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/28337 Karar No: 2018/1634 Karar Tarihi: 20.02.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/28337 Esas 2018/1634 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/28337 E. , 2018/1634 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun süresinde yetkiye ve borca itirazda bulunduğu genel haciz yolu ile ilamsız takipte alacaklı vekilinin, borçlunun itirazlarının kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasının ardından davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK"nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre, HMK"nun yetkiye ilişkin hükümleri para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde, takibe konu akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olduğu belirtilmiştir. İİK"nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa yeri TBK"nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, öncelikle borcun ifa yeri, tarafların açık ve örtülü iradelerine göre belirlenir. Şayet aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarında, borç, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak yada aldırılacak borçlarda bu madde uygulanmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/12-1162-1191 sayılı Kararında da bu kural benimsenmiştir. Ancak TBK"nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için, akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte cari hesap, ticari ilişki ve faturalardan kaynaklanan alacağı talep ettiği, borçlunun ise, süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece verilen 16/08/2013 tarih, 2013/59 E. - 80 K. sayılı kararın, Dairemizin 2013/30886 E. - 38329 K. sayılı bozma ilamı ile alacaklının “itirazın kaldırılması” talebi hakkında karar verilmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/9 E. - 2015/33 K. sayılı kararın borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alınmadan ve öncelikle bu yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılarak bu konuda karar verilmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle Dairemizin 2015/25726 E. - 2016/2100 K. ilamı ile yeniden bozulmasına karar verildiği; mahkemece anılan bozma ilamına uyulmasının ardından mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki ve borca ilişkin itirazların reddi ile itirazın kesin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Borç ve akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmemiş olup, akdi ilişkiye dayalı alacak söz konusu olamayacağından mahkemece, HMK"nun 6. maddesi gereğince takibin, borçlunun ticaret sicil adresi olan ... İcra Müdürlüklerinde yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.