14. Hukuk Dairesi 2019/3551 E. , 2019/8177 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 01/12/2003 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/09/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 198 ada 29 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması haline satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiş ve taşınmaz üzerindeki evlerin müvekkillerine ait olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Bir kısım davalı vekilleri, taşınmaz üzerinde bulunan binalara yönelik yıkım kararı bulunduğunu ve kaçak yapılan yapıların satış değerine katılmaması gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 07.04.2008 tarih, 2008/3201 E- 2008/4375 K sayılı ilamıyla taraf teşkili yönünden bozulmasına karar verildikten sonra, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ve kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.04.2011 tarih, 2011/980 E- 2011/4787 K sayılı ilamıyla onanmasına, 20.10.2011 tarih, 2011/9071 E-2011/11262 K sayılı ilamıyla da karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. Daha sonra hüküm, davalı ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiş, bu defa hükmün Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 28.11.2012 tarih, 2012/12843 E-2012/15578 K sayılı ilamıyla, davalı ...’ün 28.04.2008 tarihinde yargılama esnasında öldüğü halde, mirasçılarının davaya dahil edilmediği, adı geçen paydaşın mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Bunlarla birlikte, dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davaların sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaza ait güncel tapu kaydının incelenmesinde, taşınmazda 11.05.2018 tarihli intikal işlemiyle paydaş olan ...’ün davaya dahil edilmediği anlaşıldığından, eksik taraf teşkiliyle işin esasına yönelik karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde 23 adet bina mevcut olduğu bildirilmiş ve davacılar vekili tarafından da bu binalara yönelik muhdesat iddiasında bulunulmuştur. O halde mahkemece, yukarıda değinilen ilkelere göre gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılıp, uzman bilirkişilerden rapor alınarak, dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
Ayrıca, davalı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/486 E-2019/65 K sayılı dosyasında, eldeki ortaklığın giderilmesi davasına konu olan taşınmaz için vasiyetnamenin tenfizi davası açılmış ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve UYAP üzeride yapılan araştırmada kararın 11.07.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/486 E. 2019/65 K. sayılı dosyasında verilen karar pay ve paydaş durumunu değiştirebileceğinden, kararın infaz edilip edilmediğinin tespiti amacıyla güncel tapu kaydı getirtilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek, eksik inceleme ve araştırmayla, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde ve işin esasına yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.