Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5333
Karar No: 2019/2984
Karar Tarihi: 07.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5333 Esas 2019/2984 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirketin hesabına yapılan havale sonrası siparişi kesinleşen ürünlerin karşılığı olarak gönderildiği, fakat kesinleştirilmeyen sipariş için şirket hesabına yanlışlıkla gönderildiği ve bu yanlışın bildirilmesine rağmen iadenin gerçekleşmediği gerekçesiyle dava açıldığı belirtilmiştir. Davalı şirket ise taraflar arasında sözleşme yapıldığı ve kendilerinden bakiye alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini ve karşı davanın kabulünü talep etmiştir. Mahkeme, şirketler arasında sözleşme yapıldığına ve ödemenin avans olarak yapıldığına karar vererek asıl davanın reddine, karşı davanın da reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 10. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2017/5333 E.  ,  2019/2984 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davalı şirketin hesabına 01/07/2011 tarihinde 22.891,00 TL havale yapıldığını, bu havalenin 4.163,91 TL’sinin siparişi kesinleşen ürünlerin karşılığı olarak gönderildiğini, 18.727,08 TL"nin ise davacı şirket ile davalı şirket arasında tam bir mutabakata varılmadan ve davacı şirket yetkili organlarınca kesinleştirilmeyen sipariş için sehven gönderildiğini, bu yanlışlığın 25/07/2011 tarihinde derhal fark edilerek davalı şirkete mail ortamında bildirildiğini, sehven ödenen miktarın iadesinin istendiğini, ancak çekilen ihtarnameye rağmen iadenin gerçekleşmediğini belirterek 18.727,08 TL ödemenin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili,taraflar arasında TBK"nın 10. madde kapsamında icap ve kabul çerçevesinde sözleşmesel ilişkinin kurulduğunu, ihtalatla ilgili siparişlerin verildiğini, verilen sipariş kapsamında davacıdan alacaklı olduklarını, bu nedenle talep edilen iadenin yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiş, açmış olduğu karşı dava ile de davacının kendilerinden 2500 adet VT535 kodlu ürün sipariş ettiğini, bu siparişin % 30 ödemesinin 11.535,00 USD karşılığı 18.717,08 TL olduğunu, davacının sipariş edilen ürünleri teslim almadığını, davacıdan bakiye 26.915,00 USD mal bedeli ve 6.921,00 USD KDV alacağının bulunduğu, nakliye ve depo masrafı yaptığını belirterek bu bedellerin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece,davalı-karşı davacının talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.03.2015 tarih, 2015/1747 Esas ve 2015/4340 Karar sayılı ilamı ile verilen karar kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle bozulmuştur.
    Mahkemece usul bozmasına uyularak yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının incelenmesinde, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya 28/06/2011 tarihinde, 2500,00 adet VT 535 kodlu ürün ile ilgili, 15,38 USD +KDV birim fiyat, 1-15 Ekim 2011 teslim tarihi, % 30"unun peşin, % 30"unun ürünler gümrüğe geldiğince, bakiye ve KDV"yi ise ürün tesliminde ödenmesi teklifinde bulunduğu, davacı-karşı davalının ise 01/07/2012 tarihinde teklifi kabul ettiği ve işlemlerin başlamasını talep ettiği, 01/07/2011 tarihinde sipariş avansını ödediği, davacı-karşı davalı tarafından yatırılan sipariş avansının, davalı-karşı davacının teklifinde belirttiği avansla uyumlu olduğu, bu şekilde taraflar arasında sözleşmenin kurulduğunu kabul etmek gerektiği, sözleşmeye göre, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya 2500,00 adet VT 535 kodlu ürünü 01-15 Ekim 2011 tarihleri arasında teslim etme, davacı-karşı davalının ise davalı-karşı davacıya ürün bedelinin % 30"unu peşin, %30"unu ürünler gümrüğe geldiğince, bakiye ve KDV"yi ise ürün tesliminde ödeme yükümlülüğü altına girdiği, davalı-karşı davacının sözleşme doğrultusunda fakat sözleşmede öngörülen teslim tarihinden daha sonra, 27/10/2011 tarihinde malları...Gümrük Müdürlüğü"nün IM056424 tescil sıralı gümrük beyannamesi ile ithal ettiği, asıl dava bakımından, her ne kadar davacı-karşı davalı 18.727,08 TL sipariş avansını sehven ödediğini ileri sürmüş ise de, taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisi bulunduğu ve davacı-karşı davalının bu ödemeyi avans olarak yaptığı, davacı-karşı davalının yapmış olduğu bu ödemenin sözleşme ilişkisine dayandığı, sebepsiz olmadığı, her ne kadar sözleşmeye konu olan malların gümrüğe geliş tarihine göre teslim süresi gecikmiş ise de, davacı-karşı davalının sözleşme ilişkisini inkar ettiği, temerrüt olgusuna dayanmadığı, davacı-karşı davalının inkar ettiği sözleşmeden dönmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ödemiş olduğu bedelin iadesi yönündeki talebinin yerinde olmadığı, karşı dava bakımından, davalı-karşı davacının bakiye alacağını talep edebilmesi için sözleşmeye göre önce kendisinin edimini ifa etmesi ya da karşı tarafı temerrüte düşürmesi gerektiği, sözleşmeye konu malların gümrüğe geldiği, Beyoğlu 30. Noterliği"nin 21/10/2011 tarih, 6757 yevmiye nolu ihtarnamesi ile malların gümrüğe geldiği belirtilerek sözleşme doğrultusunda malların %30 bedelinin gönderilmesinin ihtar edildiği, bu ihtarnamenin ekinde malların gümrüğe girdiğine ilişkin resmi nitelikte bir evrakın bulunmadığı, davacı-karşı davalıya malların gümrüğe girdiğine ilişkin bir belge gönderildiğine dair bir delil de ibraz edilmediği, bu durumda davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıyı alacaklı temerrütüne düşürmüş sayılamayacağı, sözleşmeye göre kendi edimini ifa etmeden, kalan ediminin ifasını karşı taraftan isteyemeyeceği, bu durumda davalı-karşı davacının da talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl ve karşılık davaların reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    (1) Mahkeme hükmü davalı-karşı davacı vekiline 11/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK"un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 29/10/2017 tarihinde UYAP üzerinden verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    (2) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dosya içeriğinden davacı-karşı davalının havale ettiği parayı yanlışlıkla gönderdiğini ispat edememesine, davalının cevabında davacı-karşı davalı tarafından gönderilen 18.727,08 TL ödemenin mal sipariş avansı olduğunu savunmasına, anılan bu miktarın mal sipariş avansı olduğunun anlaşılmasına, davacı-karşı davalının satış sözleşmesi gereği mal sipariş avansı olarak gönderdiği parayı satış sözleşmesi fesholunmadan dava tarihi itibariyle isteyemeceğine göre davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz talebinin süreden reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının ise temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi