Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4576
Karar No: 2016/2207
Karar Tarihi: 11.04.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/4576 Esas 2016/2207 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, davacı ile davalı arasında 28.09.2011 tarihli sözleşme ile imalat işi konusunda anlaşıldığı belirtilmiştir. Davacı, imalatın bir kısmını tamamlamasına rağmen davalının peşin ve çek ödemelerini yapmadığını belirtmiş ve sözleşmeye dayanarak davalıdan 39.020,00 TL'nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalının itirazlarına rağmen mahkemece davacının talebi kabul edilmiştir. Ancak Yargıtay, davacının tazminata ilişkin talebinin reddi gerektiğini ve ihtar giderinin yargılama giderlerine eklenerek imalat bedeli olan 8.464,00 TL üzerinden davanın kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve temerrüt halinde alacaklının haklarının BK'nın 106. maddesinde belirtildiği açıklanmıştır. Taraflar arasındaki akdi ilişki 818 sayılı BK'ya göre değerlendirilmiştir. Verilen sürenin dolmasından sonra borcun ifa edilmemesi halinde alacaklıya seçenekler sunulmuştur. İşin süresi 60-75 gün olarak kararlaştırılmış, ancak temerrüt tarihinden itibaren geçen sürenin tüm sözleşme süresi ve günümüz teknik koşulları dikkate alındığında makul bir süre sayı
15. Hukuk Dairesi         2015/4576 E.  ,  2016/2207 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ... ile davalı vekili Avukat ... .... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında, davalı ile aralarında düzenlenen 28.09.2011 tarihli sözleşme ile davalıya doğalgaz yakıtlı kızgın yağ kazanı imalâtı ve teslimi işini üstlendiğini, bu kapsamda imalâtın bir kısmını tamamladığını, ancak davalının peşin ve çek ödemelerini yapmadığını, ödemeyi yapması için 04.05.2012 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını bu nedenle 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125/2. maddesine göre ifadan vazgeçme ve müspet zararları için eldeki davayı açtıklarını belirterek üretilen kızgın yağ serpantin bedeli 11.800,00 TL (KDV dahil) ile borcun ifa edilmemesinden doğan yoksun kalınan kâr niteliğindeki müspet zarar için 27.140,00 TL (KDV dahil), 80,00 TL ihtar masrafı toplam 39.020,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı savunmasında davacının işin yapımı konusunda teklif gönderdiğini, ancak bu teklifin kabulünün gerçekleşmediğini iddia etmiş ise de yargılama sırasında sözleşmenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş, davacının herhangi bir sermaye ve emek harcaması olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının sözleşme kapsamında yapması gereken imalâtların %20"sini yaptığı, bu imalâtın bedelinin 8.464,00 TL olduğu, talep edilebilecek fiili zarar, yoksun kalınan kâr, ihtar masrafı toplamının da 46.080,00 TL olup, toplamda alacağın 54.554,00 TL olduğu açıklanarak taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 28.09.2011 tarihli sözleşmede yapılacak imalâtlar tanımlanmış, birim fiyatları gösterilmiş, toplam bedelleri 115.000,00 TL + KDV olarak kabul edilmiştir. Sözleşmede işin tesliminin sipariş tarihinden itibaren 60-75 günde tamamlanacağı, ödemelerin sipariş ile birlikte %30 nakit kalanının 5 eşit taksit çek ile yapılacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının yaptığı imalâtın bedelinin hurdası davacıda kalmak kaydıyla 8.464,00 TL olduğu belirlenmiştir. Dosya kapsamından davalı tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı, davacı tarafından davanın açılmasından önce davalıya 04.05.2012 tarihli ihtarnamenin gönderilerek sözleşme bedelinin 7 gün içerisinde kararlaştırıldığı şekilde % 30 nakit kalanı 5 eşit taksitte çek ile ödenmesinin istendiği, bu ihtarın davalıya 07.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki akdî ilişki sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte olan 818 sayılı BK"nın 355. maddesinde (6098 sayılı B. K. 470. md) tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup, bu sözleşmeler karşılıklı edimleri içeren sözleşme niteliğini taşımaktadır. Bu tür sözleşmelerde taraflardan birinin temerrüdü halinde diğer tarafın hakları aynı Yasa"nın 106. maddesinde (6098 sayılı TBK 123. ve 124. 125.md.ler ) tanımlanmıştır. Bunlar;
a ) Aynen ifayı istemekte direnmek ve gecikme yüzünden uğranılan zararın tazminin istemek veya,
b ) Sözleşmenin ifasından vazgeçerek olumlu ( müsbet ) zararını istemek veya,
c ) Sözleşmeyi feshederek menfi zararını istemek olarak sayılmıştır.
Aynen ifayı reddederek onun yerine tazminat istemek ya da sözleşmeden dönmek kararında olan alacaklının, mütemerrit borçluya, borcunu aynen ifa etmesi için uygun bir süre vermesi gerekir. Bu sürenin bizzat belirlenmesi mümkün olduğu gibi hakime başvurularak da belirlenmesi mümkündür. Süre tayinine gerek olmayan haller ise BK"nın 107. maddesinde sayılmıştır. Verilen sürenin dolmasından sonra borcun ifa edilmemesi halinde alacaklının aynen ifayı reddedip diğer haklarını kullanmak istemesi durumunda bu iradenin sürenin dolmasından hemen sonra vakit geçirmeksizin borçluya bildirmesi zorunludur. Bu bildirimin amacı özellikle edimin değerindeki olası yükselme veya alçalmalara göre taraflar arasındaki menfaatler değerinin korunmasının sağlanmasıdır. Bildirimin süresinin ise olayın özelliklerine ve iş yaşamının gereklerine göre belirlenmesi gerekir (Emsal Yarg 15. H. D. ...... E ...... K T.... ;Yarg H.G.K. ..... E ...... K ..... T ;Yarg.H.G.K. ..... - ...... T ..... ilâmları, .... Borçlar Hukuku 1979 basım sf 764-767 ).
Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede yapılacak imalâtın süresi 60-75 gün olarak kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici imalâta başlamış, peşin ve taksitli çeklerle yapılması gereken ödemelerin yapılmaması üzerine davalıya 04.05.2012 tarihli ihtarnameyi gönderip sözleşme bedelinin 7 gün içerisinde kararlaştırıldığı şekilde % 30 nakit kalanı 5 eşit taksitte çek ile ödenmesini istemiş, bu ihtar davalıya 07.05.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, temerrüt 15.05.2012 tarihinde gerçekleşmiş, ardından 17.07.2012 tarihinde eldeki dava açılmıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında temerrüt tarihinden itibaren geçen sürenin tüm sözleşme süresi ve günümüz teknik koşulları dikkate alındığında makul bir süre sayılamayacağı açıktır. Bu nedenle davacının ifa yerine geçen tazminat talebinin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Diğer taraftan ihtar gideri yargılama giderinden olup yargılama giderine eklenip haklılık oranında paylaştırılması gerekirken hüküm altına alınan
alacağa eklenerek kabul kararı verilmesi de doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş davacının tazminata ilişkin talebinin reddi ile ihtar giderinin yargılama giderlerine eklenmek suretiyle yapılmış imalât bedeli olan 8.464,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinden ibaret iken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek tümüyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan gerekçe ile bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi