17. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1966 Karar No: 2019/5799 Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1966 Esas 2019/5799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın ambulans sürücüsünün kusurlu davranışının neden olduğu trafik kazasında müvekkilinin desteğinin ölmesi nedeniyle tazminat talep eden davacı, hizmet kusuruna dayalı talep nedeniyle idari yargının görevli olduğu iddiasıyla reddedilen davayı temyiz etti. Ancak Karayolları Trafik Kanunu'nun ilgili maddelerinde işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlere yer verildiği ve kamu araçlarının kusurlarından dolayı özel hukuk kuralları ile sorumlu tutulabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle davacının talebinin adli yargıda görülmesi gerektiği hükme bağlanarak, verilen karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 106, 85-90 ve 110. maddeleri.
17. Hukuk Dairesi 2019/1966 E. , 2019/5799 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafa ait ambulans sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin desteğinin öldüğünü açıklayıp tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, hizmet kusuruna dayalı talep bakımından idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11/01/2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür." şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil,“işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir. Bu durumda, davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu zararın tazmini isteği ile açılan davanın, bu kuralları uygulamakla görevli adli yargı yerinde görülmesi gerekirken mahkemece, açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin yargı yolu bakımından usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.