
Esas No: 2013/4473
Karar No: 2014/3365
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/4473 Esas 2014/3365 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2011/1198-2012/1361
Hüküm süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının Openet Ustası olarak davalıya ait işyerinde 16.12.2004 tarihinde işe başladığını, 08.07.2011 günü davalının yaptığı baskılar sebebiyle işi bırakmak zorunda kaldığını, aylık net ücretinin 1.740,00 TL olduğunu iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, istifa ederken alacaklarını aldığını ve ibraname imzaladığını, davacının tüm ödemelerinin bordro ve imzalı makbuz karşılığında banka yoluyla yapıldığını, fazla çalışma ve hafta tatili alacağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini istifa ederek sona erdirdiği, ancak diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı 1.740,00 TL net ücret aldığını iddia ederken davalı ise davacının ücretinin bordroda gözüktüğü gibi olduğunu savunmaktadır. Davacı tanıkları davacının işe girdiğinde 1.000,00 TL civarı ücret aldığını ifade etmişlerdir. Ücret araştırması
Sadece Uşak Ticaret Odası’ndan yapılmıştır. Oda davacının asgari ücretin %15 fazlası bir ücret alabileceğini bildirmiştir. Bordrolarda ise davacının ücreti 1.005,00 TL brüt gözükmektedir. Öncelikle ücret araştırması sadece işveren kuruluşundan yapılmış olup işçi kuruluşu, meslek örgütü ya da sendika veya sendikalardan yapılmamıştır. Diğer taraftan davacının kıdemi ve yaptığı iş gözönünde bulundurulduğunda bordrodaki ücrete kuşkuyla yaklaşılmalıdır. Şu halde mahkemece öncelikle emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılarak davacının ücretinin miktarı belirlenmeli ve ulaşılan sonuca göre davacının talepleri hüküm altına alınmalıdır.
3-Davacının hafta tatili çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun"un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Somut olayda, davacının arıza olduğu zaman hafta tatilinde de çalıştığı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalı tanığı davacının son 4-5 yılda 3-4 arıza nedeniyle çalıştığını hatırladığını beyan ettiğinden bu beyan doğrultusunda davacının çalıştığı tüm süre boyunca sadece 4 haftasonunda çalıştığı kabul edilerek, bu kayıtla sınırlı olarak hafta tatili alacağına hükmedilmesi gerekir. Talebin tümden reddi hatalı olmuştur.
4-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışmanın ispatı bağlamında fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda davacının çalışma sisteminin yazları haftanın altı günü saat 08:00-18:00 arası, kışları ise haftanın altı günü saat 08:00-17:30 arası olduğu ve bu şekilde yazları haftada dokuz saat fazla çalışma yaparken kışları ise haftada 6 saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla yazılı kararda gösterildiği şekilde fazla çalışma süresinin eksik tespiti hatalı olmuştur.
Buna ilaveten, davacının dava dilekçesinde 2.000,00 TL fazla mesai alacağı talep etmesine karşın, kararda 50,00 TL üzerinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmeside hatalıdır.
5-Mahkemece ulaşılan sonuca göre, davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilmesi gerekenden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.