Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/85
Karar No: 2019/5318
Karar Tarihi: 12.09.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/85 Esas 2019/5318 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/85 E.  ,  2019/5318 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11/09/2017 tarih ve 2012/440-2017/657 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ... dışındaki davalılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10/09/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 59.470,00 DM verdiğini, müvekkilinin parasını istemesine rağmen bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, Kombassan Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, davalılar hakkında çeşitli suçlardan suç duyurusu yapıldığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını, davalıların müvekkilinin zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 59.470,00 DM karşılığı 58.076,46 TL"nin şimdilik 6.500,00 TL"lik kısmının ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacı ile davalı şirketler arasında kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, hukuka aykırı kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle alacak talebini 55.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekilleri, zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacının Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş."nin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın zamanaşımı def"inin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, Kombassan Grubu bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla “Ortaklık Durum Belgesi”, “Hisse Senedi” gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalı Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş."nin unvan değişikliği sonrası Kombassan Holding A.Ş."ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine karar verildiği, Kombassan Holding A.Ş."nin unvanının da Bera Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, davacı tarafın, davalı tarafa verdiği toplam 30.406,00 Euro alacağından, ortaklık durum belgesinin nakit hanesinden dolayı 8.081,00 Euro, tediye veya kasa tediye makbuzundan dolayı 25.539,00 Euro olmak üzere toplam 33.620,00 Euroluk ödemenin düşülmesi ile davacının bakiye alacağının kalmadığı, aksine davacı tarafın davalı taraftan 3.214,00 Euro fazladan tahsilat yaptığı ve böylelikle davacının davalı taraftan bir hak ve alacağının kalmadığı gerekçesiyle, davacının davasının reddine, davacının ıslah talebi bozma ilamından sonra olduğundan ıslah talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ... dışındaki davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Davalı ... dışındaki davalılar vekili katılma suretiyle temyiz isteminde bulunmuş olup, mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden davalı ... dışındaki davalılar vekiline 26/10/2017 günü, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ise 20/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve karar davalı ... dışındaki davalılar vekili tarafından HUMK 433 ncü maddesinde öngörülen katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 04/12/2017 tarihinde temyiz edilmiştir. 01/03/1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı’nda süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden HUMK 432/4 nci maddesi uyarınca davalı ... dışındaki davalılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ıslahla arttırılan kısma ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ileri sürerek davalı şirket ile geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 59.470,00 DM karşılığı 58.076,46 TL"nin şimdilik 6.500,00 TL"lik kısmının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Yargılama sırasındaki dilekçeleri ve beyanlarıyla dava dilekçesinde talep edilen 59.470,00 DM"nin davacıya yapılan ödemeler sonrasında kalan bakiye kısım olduğunu açıklamış, davacı asil de, 1997 - 1998 yıllarında davalı şirketlerin temsilcilerine Almanya" da 50.000 DM para verdiğini, zaman içerisinde kâr payı adı altında tekrar hisse senetleri verdiklerini, kâr payı yerine bedelini istediğini, 1998 - 1999 yıllarında kâr payı karşılığı olan hisse senetlerini davalı şirkete vererek bedeli olan 7.000 DM"yi aldığını, bunun karşılığında bir kısım belgeleri imzaladığını, elindeki bir kısım makbuzları ve şirket hisse senetlerini geri aldıklarını, bir ev alacağı için 1999 yılında tüm parasını davalılardan çektiğini, ancak ev alamadığı için elindeki paranın üzerine 10.000 DM daha ekleyerek toplam 60.000 DM"yi tekrar davalılara verdiğini ve bu davada neticeten 60.000 DM ile ilgili haklarının tahsilini istediğini ifade etmiştir. Mahkemece, yazılı şekilde,alebin aşılamayacak olması sebebiyle dava dilekçesinde talep edilen 59.470,00 DM karşılığı 30.406 Euro alacağın davalı tarafa verildiği kabul edilerek bu bedel üzerinden sunulan ortaklık durum belgelerinin nakit hanesinde gösterilen bedeller ile tediye makbuzunda yer alan bedeller düşülerek davacının davalı taraftan fazladan tahsilat yaptığı sonucuna ulaşılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, yargılama sırasında davalılara verilen bedeller ve iade edilen ödemeler açıklanmış olup bakiye alacak talebinde bulunulmasına rağmen talep edilen bu bakiye alacağın talebin aşılamayacak olması gerekçesiyle davalılara verilen bedel olduğu kabul edilerek bu bedelden ibraz edilen belgelerde yer alan ödemelerin düşülmesi doğru olmamıştır.
    Ayrıca mahkemece, ortaklık durum belgelerinin (N) sembolü/harfiyle veya (NAKİT) kelimesi ile sembolize edilmiş nakit hanesinde davacının bir kısım hisse senetlerinin şirkete iadesi karşılığı DM cinsinden nakit para aldığının yazılı olduğu, belirtilen nakit alınan bu DM miktarının davacının alacağından düşülmesi gerektiği kabul edilmişse de ortaklık durum belgelerinde nakit hanesinden sonra “KALAN TH” ve “KALAN DM” şeklinde gösterilen kalan hisse miktarlarının ve kalan bedellerin yazılı olduğu kısımlar yer almakta olup, mahkemece talep edilen kalan bedelden nakit hanesindeki bedelin yeniden düşülmesi de doğru görülmemektedir. Bununla birlikte, bir kısım hisse bedellerinin ödenmesine ilişkin olduğu bildirilen tediye makbuzunda yer alan bedeller alacak miktarından düşülmüş olup, davacı vekili tarafından bu belgeler ve ödemelerin kabul edilmediği bildirilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, tüm “ortaklık durum belgelerinin” ibrazı sağlanıp gözetilerek, davacı tarafından davalılara verilen bedelin tespiti, davacı tarafça iade edildiği kabul edilen bedelin nazara alınması, sunulan ödemeye ilişkin olduğu belirtilen belgelerin incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davada kabul edilen ödemelerden sonra kalan bakiye alacak talep edildiği halde bu bakiye alacağın davalılara verildiği, itiraz edildiği halde davacı tarafın ödemeye ilişkin olduğu bildirilen belge veya belgeleri kabul edip benimsediği kabul edilerek, davacının dava dilekçesinde gösterilen bakiye alacağından adı geçen belgelerdeki bedellerin düşülmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... dışındaki davalılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ıslahla arttırılan kısma ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi