Esas No: 2022/317
Karar No: 2022/3242
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/317 Esas 2022/3242 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/317 E. , 2022/3242 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı vakıfta 11.09.2006 - 13.11.2014 tarihleri arasında çalıştığını, 6772 sayılı Yasa gereğince verilmesi gereken ilave tediyelerin davacıya ödenmediğini, davacının çalışması devam ederken asker olan eşinin Çanakkale Gelibolu'ya ataması yapıldığını, eşinin tayini sonucunda zorunlu olarak işinden ayrılan davacının atamasının yapıldığını vakıf tarafından kadro olmaması sebebiyle işe alınmadığını ve davalı vakıftaki çalışmalarının boşa çıkarıldığını, davacının 13.11.2014 tarihli dilekçesiyle kıdem tazminatı ödenmesi davalı vakfa başvurduğunu, davalı vakfın cevabında ilgili mevzuata göre işten kendisi ayrılanlara kıdem tazminatı ödenemeyeceği bildirildiğini iddia ederek; kıdem tazminatı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 26.11.2015 tarihli ilk karar davalı vekilince temyiz edilmiş , Dairemizin 26.09.2019 tarih , 2019/6391 esas - 2019/16852 karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilerek ; “2)....Davacının eşinin zorunlu olarak başka bir ile tayin olması, iş akdini haklı fesih imkanı tanımaz. Kaldı ki davacı, 10/11/2014 tarihli dilekçesinde mağduriyet yaşadığını, önce ücretsiz izne çıkarılmasını, kabul görmezse kıdem tazminatı ödemesini talep etmiştir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta, davacının feshini haklı kılacak zorlayıcı bir nedeni yoktur.Açıklanan nedenle, davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır. 3) ...Bu itibarla, davacının ilgili yıllara ait ücret bordroları ve ayrıca mevcut olması halinde ikramiye bordroları da getirtilerek davacıya ilave tediye niteliğinde ikramiye ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, şayet böyle bir ödemenin varlığı saptanıyorsa bu yıllar için talebin reddedilmesi gereklidir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.” gerekçeleri ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek devam eden yargılama sonunda davacının kıdem tazminatı istemi reddedilmiş , ilave tediye ücreti ise hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili ile davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, 14.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile kurulmuştur. Kanun'un 1. maddesinde, kanunun amacının, “fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek” olduğu belirtilmiştir.
Kanun'un 7. maddesine göre ise “Bu Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulur.” Aynı maddede, anılan vakıfların karar organı olan mütevelli heyetlerinin nasıl teşekkül edeceği ayrıntılı olarak ifade edilmiştir. Maddenin son fıkrasında da, vakıf senetlerinin, mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirileceği ifade edilmiştir. Öte yandan vakıflar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101 ve devamı maddeleri ile 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nda düzenlenen özel hukuk tüzel kişileridir. Ancak 14.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3294 sayılı Kanun ile kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, uzun bir süre başbakanlığa bağlı şekilde idare edilmiş, ancak 09.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5263 sayılı Kanun ile ihdas edilen “Fon Kurulu” tarafından yönetilmesi öngörülmüştür.
Bugün yürürlükte bulunmayan 5263 sayılı Kanun'un beşinci maddesinin birinci fıkrasına göre “Fon Kurulu, Başbakanın görevlendireceği Bakanın başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarının müsteşarları ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürü ve Vakıflar Genel Müdüründen oluşur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında da, Kurulun sekretarya hizmetlerinin Vakıflar Genel Müdürlüğünce yerine getirileceği ifade edilmiştir.
Daha sonra ise, 08.06.2011 tarihinde yürürlüğe giren 633 sayılı T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 5263 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü anılan Bakanlık bünyesinde teşkil edilmiştir.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu da 633 sayılı KHK'nın 34. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında Kurulun “Bakanın başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, Müsteşar, İçişleri, Maliye ve Sağlık bakanlıklarının müsteşarları ile Sosyal Yardımlar Genel Müdürü ve Vakıflar Genel Müdürü'nden oluşacağı belirtilmiş ve ikinci fıkrada da Kurulun toplanma zamanları düzenlendikten sonra aynı fıkranın son cümlesinde Kurulun sekreterya hizmetlerinin Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirileceği belirtilmiştir.
Bugün için Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünün taşradaki faaliyetleri Türkiye çapında 973 il ve ilçede her ilde vali ve her ilçede kaymakam başkanlığında oluşturulmuş Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yürütülmektedir.
Vakıflarda, vakfın amacı, yönetimi ve malların değiştirilmesi belirli prosedürlere uyularak Mahkeme kararı ile gerçekleştirilirken, SYDV de amaç, yönetim ve kuruluş mallarının değiştirilmesi TBMM tarafından ve yasayla yapılmaktadır.
Diğer taraftan Fon kurulu çıkarılan esaslara uygun olarak 2012 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde iki maaş tutarında ikramiye ödenmesine karar vermiştir. Bu karar 2014 yılında yapılan değişiklikle Bakanlığın çıkardığı Esasların 11. maddesinde de kurala bağlanmıştır. Maddeye göre “Personele her yılın Ocak ve Temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Bu ikramiyeler personelin çalıştığı son 6 aylık hizmeti karşılığında ödenir. Personelin işe başlaması, işten ayrılması veya ücretsiz izinli olması durumunda 6 aylık dönem içerisinde çalışmış olduğu gün sayısına oranlamak suretiyle ikramiye ödemesi yapılır. İkramiyeler ilave tediye niteliğinde olup personele ayrıca ilave tediye ödemesi yapılmaz. ” hükmü yer almaktadır.
Dairemiz de bu madde uyarınca ikramiye ödeniyor ise ilave tediye ödenmeyeceğine dair kararlar vermiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı işyerinde çalışmaya başladığı tarihten dava tarihine kadar ilave tediye ücretinin hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut bireysel iş sözleşmesinde davacıya yılda 2 defa birer maaş tutarında ikramiye ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmakta olup ayrıca 16/02/2012 tarih ve 2012/1 sayılı Fon Kurulu kararında 2012 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde iki maaş tutarında ikramiye ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının 01.11.2011 tarihi itibari ile doğum nedeniyle 6 ay ücretsiz izne ayrıldığı görülmüş, sunulan ikramiye bordrolarının incelenmesinde; Fon Kurulu karar tarihi olan 16.02.2012 tarihinden davacının iş sözleşmesinin sona erdiği 13.11.2014 tarihine kadar olan dönem zarfında ; davacının 2012 Ocak ayında ücretsiz izinde olduğu, bu nedenle bu aya ilişkin tahakkuk bulunmadığı; Mayıs 2012 bordrosunda 1.345,00 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı ; Ocak-Haziran 2013 İkramiye bordrosu ile davacı adına 1.606,08 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı ; Temmuz - Aralık 2013 İkramiye bordrosu ile davacı adına 1.571,03 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı; Ocak-Haziran 2014 İkramiye bordrosu ile davacı adına 1.821,33 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı ve Temmuz - Aralık 2014 dönemi için 2.867,58 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu halde davalı işverence söz konusu düzenlemelere uygun olarak 16.02.2012 tarihinden sonra davacıya ikramiye ödemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, belirtilen tüm bu hususlar gözetilmeksizin, davacıya ilave tediye niteliğinde ikramiye ödenen yıllar için yeniden hesaplama yapılarak ilave tediye alacağının hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.