11. Hukuk Dairesi 2018/86 E. , 2019/5317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11/09/2017 tarih ve 2012/163-2017/655 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10.09.2019 günü hazır bulunan davalılar vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketlerin de içinde bulunduğu Kombassan grubu tarafından Almanya başta olmak üzere bir çok ülkede yatırılan paraların karşılığında yüksek faiz verileceği ve paraların istendiği her an geri çekilebileceği vaadi ile bir banka gibi davranılmak suretiyle binlerce Türk vatandaşından olduğu gibi davacı müvekkillerinden de toplam 100.00 DM para toplandığını, kesinti yapılarak şirket hesaplarına 97.400 DM olarak geçirildiğini, 18/12/1998 tarihinde davacıların ellerindeki sözde hisse senetlerinden bir kısmı iade ederek ana paranın 51.500 DM"nı geri aldıklarını, bu nedenle davalı şirketler uhdesinde, davacılara ait 45.900 DM kaldığını, davalı şirketlerin bu durumu gösterir nitelikteki ortaklık durum belgesi ile davacıların alacaklarını ikrar ettiklerini, davacıların davalı şirketlere yaptığı başvurulara rağmen olumlu yanıt alamadıklarını, davalıların Sermaye Piyasası Kanunu"nun açık hükümlerine aykırı davranarak para tahsil ettiğini, kanuna karşı hile yaptığını, oysa davalı şirketin yapmış olduğu sözleşmesinin esaslı unsuru olan hisse senetlerinin şirketçe temellük edilmesi karşılığında sözde kâr payı ödemesini veya ana para iadesinin yapılacağının en baştan beri kararlaştırılmış olduğunu, TTK"nın 329. maddesi hükmü gereğince yapılmış olan bu sözleşmenin mutlak butlanla batıl olduğunu, bu anlaşmanın geçerli bir hukuki sebebi bulunmadığından davalı şirketlerin bu yolla davacılar aleyhine zenginleşmiş olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 45.900 DM karşılığı 23.468,30 EURO alacağın ödeme tarihinden itibaren Merkez Bankasının döviz tevdiat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş."nin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın zamanaşımı def"inin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, Kombassan Grubu bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla “Ortaklık Durum Belgesi”, “Hisse Senedi” gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalı Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş."nin unvan değişikliği sonrası Kombassan Holding A.Ş."ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine karar verildiği, Kombassan Holding A.Ş."nin ünvanının da Bera Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, davacı tarafın, davalı tarafa verdiği toplam 23.468,30 Euro alacağından, ortaklık durum belgesinin nakit hanesinden dolayı 2.566,00 Euro, tediye veya kasa tediye makbuzundan dolayı 44.170,00 Euro, kâr payı adı altındaki ödeme belgesinden dolayı 442,00 Euro olmak üzere toplam 47.178,00 Euroluk ödemenin düşülmesi ile davacı tarafın bakiye bir alacağının kalmadığı, bilakis davacıların, davalı taraftan 23.709,70 Euro fazladan tahsilat yaptığı, SPK listelerinde fazla para gözükse de talebin aşılamayacak olması sebebiyle nazara alınmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı vekili katılma suretiyle temyiz isteminde bulunmuş olup, mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden davalı vekiline 20/10/2017 günü, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi ise 20/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve karar davalı vekili tarafından HUMK 433 ncü maddesinde öngörülen katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 04/12/2017 tarihinde temyiz edilmiştir. 01/03/1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı’nda süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden HUMK 432/4 nci maddesi uyarınca davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığı iddiasına dayalı verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkillerinin dolandırıldığını, davacıların 12/02/1998 tarihinde 16.500,00 DM, bu tarihten yaklaşık 3 ay sonra da 83.500,00 DM olmak üzere, temsilcilik adresinde Ali Baloğlu"na toplamda 100.000,00 DM ödeme yaptıklarını, teşvik sistemi neticesinde 2.600,00 DM kesinti yapılarak şirket kayıtlarına 97.400,00 DM olarak geçirildiğini, 18/12/1998 tarihinde hisse senetlerinin bir kısmını iade etmek suretiyle anaparanın 51.500,00 DM"sini geri çektiklerini, şirketin çifte kayıt sistemiyle tuttuğu hesaba yönelik son durumu gösterir Ortaklık Durum Belgesinde ikrar ettiği gibi, uhdesinde davacılara ait 45.900,00 DM para bulunduğunu belirterek yapılan ödemeler düşüldükten sonra, davalılar uhdesinde kalan bakiye 45.900,00 DM karşılığı 23.468,30 Euro alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, yazılı şekilde, talebin aşılamayacak olması sebebiyle dava dilekçesinde talep edilen 23.468,30 Euro alacağın davalı tarafa verildiği kabul edilerek bu bedel üzerinden sunulan ortaklık durum belgesinin nakit hanesinde gösterilen bedel ile kasa tediye makbuzu ve kâr payı ödeme belgesinde yer alan bedeller düşülerek davacıların davalı taraftan fazladan tahsilat yaptığı sonucuna ulaşılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dava dilekçesinde davalılara verilen bedeller ve iade edilen ödemeler açıklanmış olup bakiye alacak talebinde bulunulmasına rağmen talep edilen bu bakiye alacağın talebin aşılamayacak olması gerekçesiyle davalılara verilen bedel olduğu kabul edilerek bu bedelden ibraz edilen belgelerde yer alan ödemelerin düşülmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca mahkemece, ortaklık durum belgelerinin (N) sembolü/harfiyle veya (NAKİT) kelimesi ile sembolize edilmiş nakit hanesinde davacıların bir kısım hisse senetlerinin şirkete iadesi karşılığı DM cinsinden nakit para aldığının yazılı olduğu, belirtilen nakit alınan bu DM miktarının davacının alacağından düşülmesi gerektiği kabul edilerek, ortaklık durum belgesindeki nakit hanesinde yer alan 5.019,00 DM alacak miktarından düşülmüştür. Ortaklık durum belgesinde nakit hanesinden sonra “KALAN TH” ve “KALAN DM” şeklinde gösterilen kalan hisse miktarlarının ve kalan bedellerin yazılı olduğu kısımlar yer almakta olup, davada bu ortaklık durum belgesindeki KALAN DM hanesinde yazılı olan 45.900 DM talep edilmektedir. Bu nedenle, mahkemece talep edilen kalan bedelden nakit hanesindeki bedelin yeniden düşülmesi de doğru görülmemektedir. Bununla birlikte, Kombassan Holding A.Ş."ye ait bir kısım hisse bedellerinin ödenmesine ilişkin olduğu bildirilen tahsil ve tediye makbuzu ve kar payı ödeme belgesinde yer alan bedeller alacak miktarından düşülmüş olup, davacılar vekili tarafından bu belgeler ve ödemelerin kabul edilmediği bildirilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacıların davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, davacılar tarafından davaya dayanak olarak gösterilen “ortaklık durum belgesi” de gözetilerek, davacılar tarafından davalılara verilen bedelin tespiti, davacı tarafça iade edildiği kabul edilen bedelin nazara alınması, sunulan ödemeye ilişkin olduğu belirtilen belgelerin incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davada kabul edilen ödemelerden sonra kalan bakiye alacak talep edildiği halde bu bakiye alacağın davalılara verildiği, itiraz edildiği halde davacı tarafın ödemeye ilişkin olduğu bildirilen belge veya belgeleri kabul edip benimsediği kabul edilerek, davacıların dava dilekçesinde gösterilen bakiye alacağından adı geçen belgelerdeki bedellerin düşülmesi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.