22. Hukuk Dairesi 2013/5178 E. , 2014/3301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2011/734-2013/91
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin, 1475 sayılı İş Kanunu"nun 1. fıkrasının 5. bendi uyarınca emeklilik sebebiyle işyerinden ayrılmak istediğini, Bağcılar SGM tarafından kendisine verilen belgeyi işverene vermesine rağmen işverenin kıdem tazminatını ödemediğini, bu gelişme sonrası İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2011/15214 esas sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını, davalının, davacının başka bir işyerinde çalışmaya başladığı gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, davanın kabulünü, itirazın iptalini, icra takibinin devamına ve haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının 02.04.2008 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığını 12.09.2011 tarihinde tek taraflı fesih beyanı ile istifa ettiğini, davacının işyerinden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra TEB A.Ş. de işe başladığı bu sebeple iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle değil başka bir işyerinde işe çalışmak amacıyla sonlandırdığını haksız davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından yapılan feshin 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bendine uygun bir fesih olmadığı davacının emekli olma iradesi ile değil başka bir işte çalışmak üzere işten ayrıldığı belirtilen hususun kanuni hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve takibin iptaline karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır.
4447 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır.
Somut olayda, davacı, işverene ibraz ettiği 12.09.2011 tarihli dilekçesinde 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesi gereğince kıdem tazminatının ödenmesini talep etmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 17.08.2011 tarihli yazısı ile de, davacının 15 yıl ve 3600 gün sigortalılık süresini doldurduğu ve yaş koşulu dışında emekliliğe hak kazandığı sabittir.
İşçinin, iş sözleşmesini emeklilik sebebine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının kanuni hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken noktayı oluşturmaktadır.
İşçinin emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi, işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür. Emeklilik hakkının bu şekilde kullanılması halinde davacının Medeni Kanun"un 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Kanun ile tanınmış emeklilik sebebi ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Somut olayda davacının emeklilik sebebiyle akdi feshettiği sabit olup kıdem tazminatı almaya hak kazanmıştır. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.