21. Hukuk Dairesi 2016/11014 E. , 2018/2305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen 24.01.2003 tarihli işe giriş bildirgesinin düzenlendiği ve 24.01.2003-04.08.2003 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, davacı adına kesilen trafik ceza tutanaklarının alındığı ve tanık beyanları ile birlikte trafik cezalarının kesildiği tarihlere göre mahkemece çalışmanın kabul edildiği, davacının imzasını taşıyan 03.07.2012 tarihli ibranamede ise; davalı yanında 2003 yılında 4-5 ay kadar çalıştığını belirttiği ancak bu husus araştırılmaksızın ve davacının çalışmalarının blok çalışma olup olmadığı ve hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı hususları üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır." hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK"nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Ancak, davacı çalışmasının kesintisiz olarak devam ettiğini iddia ettiğinden çalışmanın kesintisiz olduğu kanıtlanırsa, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğinden işin esasına girip tüm delilleri değerlendirerek bir sonuca ulaşmak gerekmektedir.
Somut olayda, davacı 1998-2008 yılları arasında geçen çalışmalarının tespitini talep ettiği, mahkemece 09.02.2005-30.01.2006, 29.03.2007-15.03.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verildiği, davanın ise 04.01.2013 tarihinde açıldığı dikkate alındığında davacının 29.03.2007 tarihinden önceki çalışmaları hak düşürücü süreye tabi olup bu husus değerlendirilmediği gibi davacının mahkeme dışı ikrar niteliğindeki 03.07.2012 tarihli ibranamedeki beyanı üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş, davacının çalışmanın kesintisiz devam edip etmediği, blok çalışma olup olmadığı hususları ve mahkeme dışı ikrarı hep birlikte değerlendirilip, çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya ve davalılardan ..."a iadesine 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.