23. Hukuk Dairesi 2015/1455 E. , 2017/1675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 04.06.2012 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı tarafından 12.07.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkilince keşide edilen 18.07.2012 tarihli cevabı ihtarla feshin haksız olup aynen ifanın talep edildiğini, feshin sebebi olarak, davalının kendisine ödenmesi gereken 45.000,00 TL"nin sözleşmede bildirilmediğini ileri sürmesinin, fesih sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığını, bu miktar paranın sözleşmede belirtilmemesine rağmen davalıya nakten ödendiğini, bu hususun, sözleşmede yer almamasının ayrıca davalı lehine bir durum olduğunu, davalıya gönderilen ödemenin müvekkiline iade edilmesi ile davalının fesih iradesinde ısrarlı bulunduğunun anlaşılması üzerine müvekkili tarafından sözleşmenin devamından vazgeçilerek sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranılan zararın tazminin ihtarname ile talep edildiğini ileri sürerek, müvekkiline düşen dairelerin inşaat bitişinde asgari 910.000,00 TL"ye satılıp, bu dairelerin yapılması için gerekli masrafların düşümünden sonra, en az 466.356,00 TL kâr kaybından mahrum kalacağını ayrıca sözleşmenin yapılması sırasında müvekkilinin ödediği 1.574,00 TL noter masrafını da davalının ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki şifai görüşmelerde, yapılacak inşaattan 2, 3, 4 numaralı bağımsız bölümlerin müvekkiline verilip ayrıca 45.000,00 TL para ödeneceğinin, müvekkilinin inşaat bitimine karar ki kira bedellerinin ödeneceği vs. hususlarında anlaşma yapılmasına karşılık, düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bu hususunda yer almadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini tadil eden anlaşmalarında resmi şekilde yapılması gerektiğinden, davacı tarafça gönderilen cevabı ihtarla kira bedellerinin ödeneceğinin kabul edildiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra şifai olarak kararlaştırılan 45.000,00 TL"nin ısrarlar sonucu müvekkiline ödenip karşılığında müvekkilinden borç senedi alındığını, müvekkilinin attığı imzaların sonuçlarını sonradan farkedip senedi geri istemesine rağmen iade edilmediğini, bu durumun aradaki güven duygusunu sarstığını, davacı tarafça müvekkiline yapılan 45.000,00 TL"lik ödemenin işlemiş faizi ile birlikte 01.08.2012 tarihinde 45.340,00 TL olarak PTT kanalı ile geri ödendiğini, ayrıca 1.574,00 TL noter masrafının da iade edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yer almamasına rağmen, ihtarnamelerinin içeriğinden, şifai olarak görüşülen davalı arsa sahibine yapılacak 8 dairelik inşaattan 3 dairenin verilmesi yanında, yüklenicinin ayrıca 45.000,00 TL nakdi bedel ödemeyi kabul ettiği ve inşaat yapım süresince arsa sahibinin kira bedellerinin yüklenici tarafından ödenmesinin üstlenildiğinin kabullenildiği, arsa sahibine ödenen 45.000,00 TL"nin karşılığında senet alındığı, senet arkasına arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ödenen paranın teminatı olduğuna ilişkin şerh verilmemesi suretiyle davacının yazılı sözleşme düzenlemesi sırasında özen borcuna aykırı davranarak davalıda güven duygusunu sarstığı, bu nedenle akdin haklı olarak davalı yanca feshedilmesi nedeniyle davacının menfi zarar talebinin kabul edilmemesinin mümkün olmadığı, bir an için şifai sözleşmede kararlaştırılan akdin esaslı unsurlarının yazılı sözleşmeye yazılmamasınında tarafların ortak kararı olduğu kabul edilse dahi, ortak kusurlu fesihte, davacının tazminat isteme hakkına sahip olmadığı, isteme konu noter masraflarının sözleşmenin haksız feshi halinde istenebilecek menfi zarar kapsamında olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.