Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/818
Karar No: 2016/764
Karar Tarihi: 25.05.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/818 Esas 2016/764 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/818 E.  ,  2016/764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.04.2013 gün ve 2011/925 E., 2013/271 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 16.09.2013 gün ve 2013/10574 E., 2013/15890 K. sayılı ilamı ile;
    (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, 14.07.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı ... için 30.629,00TL maddi tazminat ile 20.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı, sigortalının yaşı,sigortalıda oluşan maluliyetin oranı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerekir.Hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulacaktır.
    Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davacı sigortalı ... lehine hükmedilen 20.000,00TL manevi tazminatın fazla miktarlı olduğu ortadadır.
    O halde, temyiz eden davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDENLER: Taraf vekilleri
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait Erzurum Şeker Fabrikasında hizmet akdiyle çalışırken 14.07.2010 tarihinde uğradığı iş kazası sonucu sol ayak 1.parmak ampute, 2.parmak eklemden ampute, 3.parmak orta flanx ortasından ampute olacak şekilde yaralandığını, davalının olay sebebiyle sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, 05.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 30.629,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, olayda müvekkili şirketin ve onun istihdam ettiği şahısların herhangi bir kusur, ihmal ve tedbirsizliklerinin olmadığını, kazanın davacının kendi kusur ve tedbirsizliği sonucu meydana geldiğini, davacının olay anında yaptığı işin eğitimini aldığını, iş güvenliği ile ilgili ayakkabı ve elbiselerin kendisine teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkemece, 30.629,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.07.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş; Mahkemece, önceki kararda davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarı yönünden direnilmiştir.
    Direnme hükmünü, taraf vekilleri temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş kazası nedeniyle yaralanan davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    I-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır.
    Davacının temyiz istemi Özel Dairece incelenip, reddedildiğinden davacı yönünden hüküm kesinleşmiş ve uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle; davacı vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
    O halde, davacı vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
    II-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
    Öte yandan, mülga 818 sayılı BK."nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Yine BK’nın 47. (TBK 56) maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, ...nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355; 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 ve 19.06.2013 gün 2013/21-20-868 sayılı kararları).
    Somut olayın incelenmesinde, 14.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle, davacının iş göremezlik derecesinin % 7 olarak belirlendiği, olayın meydana gelmesinde davacının % 10 oranında, davalının ise % 90 oranında kusurlu olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, direnme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, tarafların kusur durumu ve davacının uğradığı zarar ile olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı yerindedir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, somut olay itibariyle mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu görüşü dile getirilmiş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüşe iştirak edilmemiştir.
    Şu durumda, yukarıda belirtilen ilke ve maddi olgular dikkate alındığında, yerel mahkemenin takdir edilen manevi tazminat miktarına ilişkin kararı yerinde olup; usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.
    S O N U Ç : 1-Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin, temyizde hukuki yararı bulunmadığından REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, 25.05.2016 gününde oybirliğiyle,
    2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (2.568,70 TL) harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.06.2016 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi