
Esas No: 2013/4423
Karar No: 2014/3249
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/4423 Esas 2014/3249 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/119-2012/343
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının iş sözleşemsinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesini ihtarname ile 28.04.2010 tarihinde sona erdirdikten sonra 30.11.2010 tarihinde tekrar sözleşme imzalandığını, davacı hakkında gelen şikayetler ve uyarıları dikkate almaması üzerine iş sözleşmesinin 10.02.2011 tarihinde feshedildiğini, daha sonra davacı yanın kıdem ve ihbar tazminatları ile Ocak- Şubat 2011 ayları ücretlerinin banka kanalı ile ödendiğini bu nedenle davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece kötüniyet tazminatının reddine diğer alacakların ise bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre kabulüne karar verilmiştir
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraflar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Doktor olan davacı ile işevren arasında iki yıl için imzalanan 01.07.2009 tarihli sözleşmenin 9. maddesinde ücretin net 9.000,00 TL olduğunu belirtildiği, davacının bu sözleşmeyi bir kısım hakları ödenmediğinden bahisle 26.05.2010 tarihinde feshettiği, ancak gerek beyanlara gerek hizmet cetvelindeki kesintisiz bildirimlere göre fesih işleminin taraflarca yürürlüğe konulmadığı anlaşılmış olup taraflar bu defa 23.06.2010 tarihinde bir yıl süreli yeni bir sözleşme imzaladıkları (noterden) ve bu sözleşmede ücretin 1.500,00 TL olduğunun belirtildiği görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ilk sözleşmedeki 9.000,00 TL ücreti dikkate alarak hesap yapılmıştır. Davacının ücretinin aynı yıl içinde 9.000,00 TL"sından 1.500,00 TL"sına düşmesi olağan değil ise de her iki sözleşmenin taraflarca imzalı olması karşısında hükme esas alınacak ücretin belirlenmesinde tereddütler meydana gelmiştir. Mevcut sözleşme hükümlerine göre bu tereddüt giderilemediğine göre dosyada yapılan ve gerektiğinde genişletilecek araştırma ile emsal ücretin belirlenmek suretiyle alcakların tespiti gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiye iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.