21. Ceza Dairesi 2015/10501 E. , 2017/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın ortağı olduğu şirketin lehdar mağdurun ise borçlu olacak şekilde suça konu 17.06.2008 keşide, 31.10.2008 düzenleme tarihli 9.500 TL bedelli bonoyu mağdur adına sahte olarak düzenlemek suretiyle bankaya verdiği bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; dosyada mevcut 31.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda; suça konu bonodaki mağdur adına atılı imzaların mağdurun el ürünü olmadığının belirtilmiş olması, sanığın ise kendisini ... olarak tanıtan bir kişinin, kendisinin şehir dışında olduğu bir tarihte( 17.06.2008 tarihinde) işyerinde alışveriş yaparak, suça konu senedi bıraktığını, seyahatten dönünce söz konusu senedin arkasını cirolayıp bankaya tahsil için verdiğini savunarak suçlamaları kabul etmemiş olması karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde tespiti açısından; suça konu senedin sanığın yetkilisi olduğu şirkete verildiği tarih itibariyle, senedi teslim alan şirket çalışanlarının açık kimlik bilgilerinin sanıktan sorulup tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ve senedi şirkete veren kişinin açık kimlik bilgilerinin sorulması, suça konu senedin şirket kayıtlarına intikaline ilişkin belgelerin olup olmadığı hususunun araştırılması, senedin şirket kayıtlarına giriş ve çıkışının olup olmadığının tespiti açısından şirketin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanığın suç tarihinden önce samimi olarak alınmış rakam, imza ve yazı örneklerinin temin edilerek suça konu bononun ön yüzündeki imza, yazı ve rakamların sanığa aidiyeti hususunda usulünce bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5271 sayılı CMK"nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluştuğundan bahisle hakkında hükmolunan hapis cezası ertelenen sanığın adli sicil kaydındaki kaydın, suç tarihi itibariyle yasal yönden engel oluşturmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu ve mahkumiyet hükmü niteliğinde bulunmadığı ayrıca mağdur vekilinin, zararın sanık tarafından giderildiğine ilişkin duruşmadaki beyanı da gözetilerek hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine "sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden hakkında şartları oluşmayan CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına"" denilmek suretiyle yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Mahkum olduğu hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
4-Hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesi uyarınca ihtarat yapılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükmün açıklanması konusunda ihbarda bulunulmasına karar verilen ........ Asliye Ceza Mahkemesinin .......ve ....... Karar sayılı ilamın, suç tarihinden sonra 23.12.2011 tarihinde kesinleştiği ve hükmün açıklanması şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
6-Yargılama aşamasında ikinci celsede şikayetinden ve katılma talebinden vazgeçen mağdur lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi