2. Hukuk Dairesi 2015/23304 E. , 2017/2480 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kendi davasının reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00"şar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 08.03.2017 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Taraflar birbirlerine karşı, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine(TMK m.166/1) dayalı boşanma davası açmış, mahkemece her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
"Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir"(TMK m.166/1-2).
"Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar" (TMK m.185/3).
Somut olayda tarafların on iki yıldır ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Ortalama insan ömrü için on iki yıl çok uzun bir süredir. Her ne kadar fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değilse de eşlerin bu kadar uzun süre birlikte yaşamaktan kaçınarak, evllik birliğinin kendilerine yüklediği görevleri (TMK m.185/3) karşılıklı olarak yerine getirmemeleri sebebiyle, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul etmek gerekir.
Diğer yandan, aksi kanıtlanmayan bir kısım tanık beyanlarına göre, davalı-davacının, fiili birliktelik sırasında , şiddet içeren söz ve davranışlarda bulunduğu, eşine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği de anlaşılmaktadır.
Her iki taraf da boşanmak istemektedir.
Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında taraflar dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davaların reddi doğru bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, temyiz edilen hükmün bozulması gerektiğini düşünüyor, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Üye ...