MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06/02/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 350 ada 1 parsel sayılı taşınmazda dava dışı paydaş tarafından 07/02/2011 tarihinde davalıya pay satıldığını, davalı adına satış suretiyle tescil edilen payın iptali ile önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların paydaş oldukları dava konusu 350 ada 1 parselin, imar uygulaması sonucu ortadan kalkması nedeniyle artık paydaşlıkları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut olaya gelince; 350 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 206 parsel sayılı taşınmazın kütük sayfasının 17/10/2015 tarihli, 15482 yevmiye sayılı imar işlemi nedeniyle kapatılması sonucu oluştuğu, 350 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacının 13/06/2006 tarihinde satış suretiyle 1/12 oranında pay sahibi olduğu, davalı ..."nun ise iptali talep edilen 1/12 payı, 07/02/2011 tarihli, 4283 yevmiye sayılı işlem ile satın aldığı anlaşılmıştır. Dava konusu 350 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında 26/11/2013 tarihli, 42742 yevmiye sayılı imarın iptali işlemi nedeniyle kütük sayfasının kapatıldığı ve imar uygulaması öncesi geldi parseli olan 206 parsel sayılı taşınmaza dönüş işleminin gerçekleştirildiği, 3599 numaralı kütük sayfasında kayıtlı 206 sayılı parselin 26/02/2014 tarihli 5121 yevmiye sayılı imar işlemi nedeniyle kapanması sonucu birden çok parsele şuyulandırıldığı, 450 ada 3 parsel ve 354 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda tarafların ikisinin de hala paydaş olduğu, ne var ki 206 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile şuyulandırıldığı parsellerin tümünün dosya içerisine alınmamış olduğu da anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, dava konusu 350 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ortadan kalkması nedeniyle tarafların paydaşlıklarının son bulduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece 206 parsel sayılı taşınmazın, 26/06/2014 tarihli, 5121 yevmiye sayılı imar işlemi sonucu gittiği tüm parsellerin eksiksiz tespit edilerek her iki tarafın da paydaş olduğu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.