22. Hukuk Dairesi 2014/1794 E. , 2014/3196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Divriği Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/94-2013/115
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence geçerli bir nedene dayanmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı nedene dayanılarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece feshin açık sebebinin gösterilmemesi nedeniyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve
ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Davalı işverence davacının iş sözleşmesi haklı nedenlerden dolayı feshedildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında mahkemenin fesih açık ve kesin sebebini gösterilmediği gerekçesi ile kabul edildiği anlaşılmış ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacının davalı işyerinde ateşçi olarak çalıştığı, günlük olarak ocakta üretim tavan patlatması işlemi yaptığı anlaşılmıştır. Davalı işyerinde yapılacak olan patlatma işlemleri ile ilgili her türlü önlem ve tedbir noktasında sorumluluğu olduğu belirlenmiştir. Davalı işyerinde gerçekleşen patlama ile ilgili olay tutanağına göre, ocak içinde yüksek bir hava basıncının oluşturduğı patlama yaşandığı, patlama sonucunda da muhtelif malzemelerin savrulması ve bazı personele çapması ile yaralanmaların gerçekleştiği günlük rutin işlerden olan üretim tavan patlatmasının bu derecede yüksek bir hava basıncına sebep olamayacağı ve kaynağının araştırıldığı, yapılan incelemede, patlatmadan önce anfo şarj kazanının vanasının patladığı, patlayan bölgeye 8-10 torba kadar anfo döküldüğü belirlenmiştir. Davacıya dökülen bu maddenin temizlenmesi talimatı verildiği, davacının ise dökülen malzemenin bir ksımını temizlediği diğer kısmını ise temizlemediği belirlenmiştir. Ateşçi yardımcılarının da ifadelerine göre kendilerinin dolum işi tamamlandıktan sonra oradan ayrıldıklarını ve ayrıldıklarında dökülen anfonun bir kısmının durduğunu, yerler çamur olduğundan anfo maddesinin bir kısmının dışındakinin toplanmadan olay yerinden ayrıldıklarını ifade etmişlerdir. Yine kazazedelerin ifadelerinde belirttiklerine göre anfonun temiz olan yaklaşık 2 torba kadarı alınmış geriye kalan yaklaşık 6-8 torba taşlı-topraklı kısmı bırakıldığı, davacının patlatma yerinde son hazırlıkları yapıp çıktıkğını beyan etmişlerdir. Davacı tanıklarının beyanları ile davalı tanık beyanları çelişki içermemekte davacının görevi gereği sorumlu olduğu patlatma işinde gerekli ciddiyeti ve özeni göstermediği, dökülen malzemenin temizlenmesi ile ilgili talimat dahi beklemeden yapılan iş gereği risk taşıyan patlatma işleminde hassas davranmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacı işçinin davranışının haklı neden ağırlığında olmasa bile fesih için geçerli neden oluşturduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 20.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.