10. Hukuk Dairesi 2010/8920 E. , 2012/91 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, müfettiş raporunun iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulü ile 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporunun iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dilekçesinde; müfettiş tarafından yapılan inceleme neticesinde 08.02.2002-30.05.2002 devresinde bazı çalışanlara ait işe giriş bildirgesi verilmemesi, işyeri kayıt ve belgelerin geçersiz olması, bu kişilere ait günsüz ek aylık sigorta prim bildirgesi düzenlenerek kuruma verilmemesinden dolayı idari para cezasına hükmedildiği, müfettiş tespitlerinin hatalı olduğu, oysa işyerinde sigortasız çalışan kişilerin bulunmadığı, raporda bahsedilen kişilerin nakliye işlerinde kendi nam ve hesabına serbest hamal olarak çalışan kişiler olduğu ve bu kişiler için ücret ödeme bordrosu düzenlenmediği, yapılan ödemeler için gider pusulası düzenlendiği, bu kişilerin sigortalı sayılamayacağı, şirket aleyhine hükmedilen idari para cezalarının hukuki mahiyetten yoksun olduğu; ayrıca.... tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 23/03/2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporu dayanak alınarak 10.01.2000-20.01.2000 devresinde 131 sigortalının işe giriş bildirgesinin zamanında verilmemesinden dolayı idari para cezasının tahakkuk ettirildiği, ancak işe giriş bildirgelerinin süresinde Kuruma verildiği, yanlışlığın ancak sistem hatasından kaynaklandığından bahsedilmiş, sonuç ve istem kısmında ise; müfettiş tarafından düzenlenen 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporunun iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı şirkete ait dondurulmuş sebze ve meyve ile balık konserveciği işi işyerinde yapılan müfettiş incelemesi sonucunda düzenlenen 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporunda, dava dilekçesinde bahsedilen husus dışında başkaca tespitlerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu raporda; çalışanların sigorta primine esas kazançların eksik bildirildiği, ücret hesap pusulalarında peşin ödenen prim 1, peşin ödenen prim 2, izin ücretinin ve izinli olunan gün sayısının prime esas kazanca ve prim ödeme gün sayısına dahil edilmediği, tablo 3 de isimleri yer alan çalışanların (131 işçinin) prime esas kazanç tutarlarının yanı sıra prim ödeme gün sayılarının da Kuruma eksik bildirildiği, prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği bu kişilerin ücret hesap pusulalarından tespit edilen gün sayıları dikkate alınarak işe giriş tarihlerinin belirlenmesi gerektiğine ilişkin tespitlerde bulunulmuş, sonuç olarak tablo 3 te isimleri ve işe giriş tarihleri belirtilen sigortalıları ait işe giriş tarihleri düzeltilerek işe giriş bildirgelerinin yasal sürede verilmemesinden dolayı 506 sayılı Yasanın 140/b bendi gereğince; 00/1-12, 01/1-12, 02/1-6. aylarına ait ...Bordrosunun yasal süre içinde Kuruma verilmemesinden dolayı 506 sayılı Yasanın 140/c-2 bendi gereğince; işyerine ait yasal kayıt ve belgelerin kısmen ibraz edilmemesi nedeniyle 506 sayılı Yasanın 140/d-1 bendi gereğince, dolayı idari para cezası tahakkuk ettirilmesi, 00/1-12, 01/1-12, 02/1-6 aylarına ait ek aylık sigorta primleri bordrosu, ek dört aylık dönem bordrosu, .... bordrosunun işverenden talep edilmesi, Tablo 1 ve 2 de belirtilen .... tutarları karşılığı prim tutarlarının 506 sayılı Yasanın 80. maddesi hükümleri gereğince işverenden tahsili gerektiği belirtilmiştir.
Ücretleri gider pusulası ile ödendiği tespit edilen çalışanlarla ilgili olarak işe giriş bildirgesi verilmemesi, işyeri kayıt ve belgelerin geçersiz olması, bu kişilere ait günsüz ek aylık sigorta prim bildirgesi düzenlenerek kuruma verilmemesinden dolayı idari para cezası tahakkuku gerektiğine ilişkin tespitlerin ise 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporunda yer almadığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde bahsedilen bu tespitlerin, 21.07.2003 tarih .... sayılı müfettiş raporunda yer aldığı, bu rapora dayanılarak davacı Kurum tarafından işverene gönderilen dosyada mevcut 20.01.2004 tarihli günsüz ek aylık sigorta primleri bildirgesi verilmesine ilişkin yazıdan anlaşılmıştır.
Mahkemece; .... İdare Mahkemesinin 2004/786 E-441 K sayılı kararı ile davacı şirkete ait nakliye işlerini yapmak üzere serbest hamal çalıştırıldığı, bunların kendi nam ve hesabına çalışan kişiler olması nedeniyle ödeme bordrolarında gösterilmediği, ödeme belgelerinin gider pusulaları ile belirlendiği hususunun tespit edilerek, şirket hakkında müfettiş raporuna dayanılarak tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptaline karar verildiği, bu şekilde davacı şirket hakkında 506 sayılı Yasanın 140. maddesinin uygulama olanağının kalmadığı, idari para cezasının iptal edilmesi nedeniyle davacı şirketin 506 sayılı Yasada gösterilen yükümlülükleri yerine getirmemiş olmasından bahsedilemeyeceğinden, 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporunun iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, davaya konu olan 23.03.2004 tarih 10/KD/06 sayılı müfettiş raporundaki tespitler ve bu rapor dayanak alınarak yapılan Kurum işlemleri araştırılıp bu konuda inceleme ve araştırma yapılmaksızın, 21.07.2003 tarih... sayılı müfettiş raporundan kaynaklı olduğu anlaşılan idari para cezasının iptali gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece; öncelikle davaya konu olan işlemin dayanaklarından olduğu anlaşılan 21.07.2003 tarih ... sayılı müfettiş raporu celbedilmeli, her iki müfettiş raporuna dayanak alınarak yapılan kurum işlemleri ve sonuçları, prim borçları ve idari para cezaları araştırılıp, müfettiş raporlarına dayanılarak yapılan Kurum işlemlerinden hangilerinin iptalinin istendiği ve hangi işlemler nedeniyle tahakkuk ettirilen borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği hususlarında davacıya talebi açıklattırılarak, uyuşmazlık konuları açık bir şekilde belirlenmelidir.
Prim borçları ile ilgili olarak 506 sayılı Yasanın 79. Maddesinde ; “ Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca resen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir.
İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz tahsilatı, durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun tahsil ve takibini durdurmaz.” düzenlemesi yer almakta olup, prim borçları nedeniyle yasada öngörülen hak düşürücü sürede davanın açılıp açılmadığı belirlenmeli, davanın süresinde olduğunun saptanması halinde, idari para cezaları hakkında idari yargıda açılan davalardaki saptamaların prim borcuna yönelik uyuşmazlığın çözümünde bağlayıcı olmayacağı yönü de gözetilerek, işin esasına girilerek, tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra hasıl olacak uyarınca karar verilmelidir.
Kurumca verilen idari para cezaları nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik talep ile ilgili olarak; davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 Sayılı Kanunun 140. maddesinde; idari para cezasını gerektiren haller, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı hangi mahkemede dava açılabileceğinin özel bir şekilde belirlenmiş olduğu, buna göre; cezayı gerektiren haller oluştuğunda Kurumca verilecek idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın reddi halinde, red kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare Mahkemesinde dava açılabileceği, idari para cezasına karşı süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde idare Mahkemesinde dava açılmaması hallerinde idari para cezası kesinleşeceği ve artık İş mahkemesinde menfi tespit davası açılamayacağı hususu gözetilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.