Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1307
Karar No: 2019/5303
Karar Tarihi: 11.09.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1307 Esas 2019/5303 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/1307 E.  ,  2019/5303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/12/2016 tarih ve 2016/269-2016/659 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı Emlak Bankası A.Ş. vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, Fethiye Adliyesi İdari İşler Müdürü iken, emanet memurluğuna vekalet eden...’ın, emekli emanet memuru davalılardan ...’ın iştirakiyle, emanet hesabında bulunan 80.000 Alman Markı ile 1.077.060.962.- Türk Lirası"nı zimmetine geçirdiğini, davalılardan...,... ve ..."ın..."ın mirasçıları sıfatıyla sorumlu olduklarını, diğer davalılardan ... ve ...’ın...ile iş ilişkileri olup, evlerinde çok miktarda Alman Markı bulunduğunu, emanet hesabındaki paraları çekme yetkisi Cumhuriyet Savcıları"na ait iken, davalı bankanın ...’e ödeme yapmakla zarardan sorumlu olduğunu, davalı bankanın 14/09/2000 tarih ve 3190 sayılı yazısı ile para çekme yetkisinin Cumhuriyet Savcıları"nda olduğunun kabul edildiğini, ...’a ve ...’in ödeme yapılmasını istediği İhsan Günlü’ye davalı bankanın ödeme yaptığını, döviz hesabından Türk Lirası ödeme yapan bankanın bu yönden de hatalı olduğunu ileri sürerek, 80.000 Alman Markı ile 1.077.060.962.- TL"nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili ile davalı... mirasçıları vekili, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
    Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; eylem tarihinde yürürlükte olan Suç Eşyası Yönetmeliğinin 13. maddesi uyarınca emanet memurunun kasa defterine kaydettiği miktarı ne olursa olsun memleket dahilinde tedavül eden ve aynen muhafazası gerekmeyen paraları Cumhuriyet Savcılığı adına açılacak faizli ve vadesiz bir hesap ile Milli Bankalardan birine yatıracağının, lüzumu halinde para alınmasının Cumhuriyet Savcısının havalesini muhtevi tasdik edilmiş bir tezkere ile mümkün olduğunun düzenlendiği, davalı bankanın Suç Eşyası Yönetmeliğinin 13. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının talimatı olmadan ödeme yapması nedeni ile kusurlu olduğu ve sorumluluğu bulunduğu, bankanın sorumlu olduğu miktarın 44.324,33 DM olduğu gerekçesiyle davalı banka hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 1.077.06 TL ile 44.614,33 DM" nin 13/09/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile Alman Markı için fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ( bankanın sorumlu olduğu miktar 44.324.33 DM olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile), davalılar ... ve ... hakkında hakkında açılan davanın reddine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davalılar..., ... ve ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne yönelik 1.077.06 TL ile 44.614,33 DM"nin 13/09/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile Alman Markı için fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalı Emlak Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, davalılardan banka yönünden hesaptan para çekme yetkisi bulunmayan kişilere ödeme yapmak suretiyle zararın doğumuna neden olunduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
    Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
    Somut olayda mahkemece, gerekçede “1.077.060.692.000.- TL"nin ise 80.000 DM nin dışında çeşitli emanetlerden......’ın zimmetine geçirdiği miktar olarak bildirilmiş olup bu miktarın bankadan hesaptan para çekme yetkisi bulunmayan kişiye ödenen para olduğu hususu ispat edilemediğinden bankanın sorumlu olduğu miktarın 44.324.33 DM olduğu kabul edilmiştir. "" kararı verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ""Davalı Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası A.Ş hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 1.077.06 TL ile 44,614,33 DM’nin 13/09/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile Alman Markı için fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine (bankanın sorumlu olduğu miktar 44.324.33 DM olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) "" ifadelerine yer verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin ve davalı T.Emlak Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı T.Emlak Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Emlak Bankası A.Ş."ye iadesine, 11/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi