10. Hukuk Dairesi 2019/7 E. , 2020/3928 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/285-2018/217
Dava, davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla yersiz ödenen aylığın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “....İncelenen itirazın iptali davasının kesin yetkinin sözkonusu olmadığı ve davalının süresinde (cevap dilekçesinde) ve usulüne uygun (yetkili mahkemeyi bildirerek) yetki itirazında bulunmadığı gözetildiğinde mahkemenin yetkili hale geldiğinin dikkate alınmamış olması, usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedeni..” olduğu belirtilmiştir.
Davanın Yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
İnceleme konusu davada, davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla yersiz ödenen aylığın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, Mahkemece, verilen karar eksik inceleme sonucu verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu bakımdan özellikle davalı ve eski eşe ait adreslerde uyuşmazlık konusu dönemi kapsar şekilde aynı apartmanda bulunan kapıcı, yönetici ve komşuların kolluk marifetiyle resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, komşu, kapıcı ve yönetici tespit edilemezse, mahalle esnafından tanıklık yapacak kişiler aynı şekilde kolluk marifetiyle tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arası çelişki olursa giderilmeli, davacının ve boşandığı eşinin her ikisininde uyuşmazlık konusu (21.10.2008-20.5.2012 tarihleri arası) dönemde kayıtlı adreslerinde kolluk marifatiyle araştırma yaptırılmalı, her ikisininde medula sistemindeki kayıtlarda görünen adresleri, ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, medula kayıtları celp edilmeli, ayrıca ceza dosya var ise celp edilip incelenerek böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca kabule göre davacı Kurum vekili lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı"ya iadesine, 25/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.