Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15373 Esas 2018/2271 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15373
Karar No: 2018/2271
Karar Tarihi: 13.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15373 Esas 2018/2271 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/15373 E.  ,  2018/2271 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    27.03.1957 gün, 1/3 sayılı ve 22.06.1966 gün,7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararların da da açıklandığı üzere iş kazası sonucu meydana gelen zararı işverenin tazmin borcu kusursuz sorumluluğa dayanır. Kusursuz sorumluluk hallerinde ise kusur, sorumluluğu oluşturan bir unsur olmadığından, tazminat borcunun doğabilmesi bakımından işverenin kusuru aranmaz. Ne var ki kusursuz sorumlulukta da işverenin tazmin yükümlülüğü için illiyet (nedensellik) bağının gerçekleşmesi zorunludur ve bu yön, “-Hakim sebebiyet (illiyet) münasebeti bulunmak kaydıyla … manevi tazminata hükmedebilir-” sözleriyle 22.06.1966 günlü İçtihadı Birleştirme Kararında da açık bir şekilde ifade edilmiştir. O halde işverenin işletmesi ile zararlı sonuç arasındaki illiyet bağının kesilmesi veya uygun olmaması halinde işverenin zararı tazmin yükümlülüğünden söz edilemez. Başka bir anlatımla kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli olmayıp, eylemle zarar arasındaki uygun neden-sonuç bağının olması da zorunludur.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının gönüllü olarak katıldığı futbol turnuvası kapsamında yapılan antrenman sırasında topun üzerine basması sonucunda düşerek yaralanması sonucu % 8 oranında iş gücü kaybına uğradığı, hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunda davacıya kendisinin özgür hareketi sırasında topa hükmedememesi sonucunda kaza geçirdiği gerekçesiyle % 90 oranında kusur izafe edildiği, davalı işverene ise eğitim vermediği gerekçesiyle % 10 oranında kusur izafe edildiği anlaşılmış ise de futbol turnuvasına katılanlar turnuva kapsamında gerçekleşecek yaralanmalara peşinen rıza göstermiş olduğu, ve oyunun bu tür yaralanma risklerini doğal olarak barındırdığı, işverence alınması gerekli her hangi bir önlem olmadığı gerçekleri karşısında nedensellik bağının kesildiği ortadadır. Şu halde yukarıda sözü geçen İçtihadı Birleştirme Kararlarına dayanılarak davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği ortadadır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.