14. Hukuk Dairesi 2018/5604 E. , 2019/8147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.12.2010 tarihli 2010/11831 Esas, 2010/13493 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalinden kaynaklanan kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 1561 ada 44 sayılı parselin de içerisinde yer aldığı alanda yapılan imar uygulaması ile oluşan 4438 ada 31 sayılı imar parselinin, davalı adına tescil edildiğini, ancak anılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiğini ve böylece davalı adına tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, tapu iptali ile eski hale dönülerek 1561 ada 44 sayılı parselin adına tescilini istemiştir.
Davalı, iptal kararları gereğince dava konusu alanda yeni bir imar uygulaması yapıldığını ve davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne dair verilen hükmün temyizi sonucu; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.12.2009 tarihli, 2009/12423 Esas-2009/13823 sayılı Kararı ile "Taşınmazın bulunduğu alanda yeni imar uygulaması yapıldığından davanın reddi gerekir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine dair verilen hükmün temyizi sonucu; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.12.2010 tarihli, 2010/11831 Esas-2010/13493 sayılı Kararı ile "İmar uygulamasının iptali talepli idari yargı yerinde açılan davanın sonucu beklenildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istemli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibariyle kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür.
Kadastral parselin ihyası yani tapu kaydının eski hale getirilmesi; hükmün, ihdas parseli üzerinde oluşturulan tüm alanları (imar parselleri, yol, orman, park vs. dahil olmak üzere hepsini) kapsaması halinde mümkündür. Farklı bir ifadeyle kısmi ihya kararı verilemez. Öte yandan, verilecek ihya kararının, kapsamında kalan tüm imar parsellerinin maliklerinin mülkiyet haklarını etkileyeceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere olay ve olguları ileri sürmek taraflara; hukuki nitelendirme mahkemeye aittir.(6100 sayılı HMK 33.madde)
Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.(HMK 31. madde)
Somut olayda; davacı vekili 1561 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 4232 m2 yüzölçümlü olup müvekkiline ait iken taşınmazın bulunduğu alanda yapılan imar uygulaması sonucu 4438 ada 31 sayılı imar parseli olarak davalı ... adına tescil edildiğini, yapılan imar uygulamasını 4438 ada 31 sayılı imar parseline ilişkin kısmının iptaline ilişkin idari yargıca verilen kararın kesinleştiğini ileri sürerek 4438 ada 31 sayılı imar parselinin tapu kaydının iptali ile imar uygulaması öncesi duruma dönülerek 1561 ada 44 parsel olarak davacı adına tescilini istemiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; HMK"nin 31 ve 33. maddeleriyle, 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, davada maddi olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükmünü tespit etmek hakime ait bir görevdir.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek "... ili, ... ilçesi, Cemalpaşa Mahallesi, 1561 ada, 44 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının ihyasına, ... ili, ... ilçesi, Cemalpaşa Mahallesi, 4438 ada, 31 No"lu parselde davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kayıtlarının ihdası ve davacı idare adına tapuya tesciline" şeklinde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Öte yandan; davacı vekili imar parselinin iptaline karar verilerek 1561 ada 44 parsel sayılı taşınmazın eski hale ihyasını talep ettiğinden kısmi ihya kararı verilemeyeceği gözetilerek ihyası istenen parselin çap sınırları üzerinde kurulmuş imar parsellerine ve kamusal alanlara isabet eden kısımların çakıştırmalı kroki ile gösterilip, imar parsellerinin ihyası istenen taşınmazın çap sınırları üzerinde kalan kısımlarının, sicil kayıtlarının iptali ile varsa kamusal alanda kalan kısımların da belirtilmek suretiyle ihyası istenen taşınmazın eski yüzölçümü ile davacı adına tescili sureti ile ihya kararı verilmesi gerektiği de şüphesizdir.
O halde, mahkemece, 1561 ada 44 parsel sayılı taşınmazın eksiksiz bir şekilde tedavüllü tapu kayıtlarının, (geldi ve gitti parselleri denetlenebilir şekilde kütük sayfası suretlerinin) ve taşınmazda yapılmış olan imar uygulaması veya imar uygulamalarına dair tüm Belediye encümen kararları ile şuyulandırma cetvellerinin ve dayanak tüm belgelerin temin edilmesi; mahallinde keşif yapılmak suretiyle dava konusu parsel sınırları üzerinde imar uygulaması ile oluşturulan alanlar ( imar parselleri, yol, park vb.) belirlenip, bu kapsamdaki imar parsellerinin tapu kayıtları getirtildikten sonra, dava dışı tapu kayıt malikleri ile idari işlemi yapan Belediye aleyhine 1561 ada 44 sayılı parselin ihyası talepli dava açmak üzere davacıya usulüne uygun süre verilmesi, açıldığı taktirde eldeki dava dosyası ile birleştirilmesi; taraf teşkili sağlandıktan ve taşınmazın bulunduğu alanda yapılan (davacının talebi 1561 ada 44 parsel sayılı taşınmazın eski hale ihyası istemine ilişkin olduğundan bu taşınmazın kütük sayfasının kapanmasına sebep olan imar uygulamaları ve varsa sonraki imar uygulamaları) imar uygulamaları ve bu uygulamaların idari yargı yerince iptal edilip edilmediği usulünce araştırıldıktan ve varsa derdest iptal davalarının sonucu beklenildikten sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere infaza elverişli olmayan şekilde noksan soruşturmayla yetinilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.