17. Hukuk Dairesi 2016/11391 E. , 2019/5771 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."ın sevk ve idaresindeki aracın davacı ..."ın sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını, kazadan önce peynir yapım ustası olarak çalıştığını, kazadan sonra çalışamadığını, maddi manevi kayıp yaşadığını belirterek 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline, 15.000,00 TL maddi tazminatın yargılama aşamasında belirlenecek miktar üzerinden (davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, yetkili mahkemenin Balıkesir Mahkemeleri olduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddini, davacının ibraname imzaladığını, davacı ehliyetsiz olduğundan kusurun tamamının davacıya ait olduğunu, davacının peynir ustası olmayıp düz işçi olduğunu, davacının SGK"dan işgöremezlik geliri aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkili şirketin sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu olduğunu, 6111 sayılı kanun maddesi uyarınca müvekkilinin geçici işgöremezlikten sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 2.709,40 TL maddi tazminatın davalı ... için 11/11/2012 tarihinden, davalı ... şirketi için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminatın 11/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün manevi tazminat yönünden BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.