19. Hukuk Dairesi 2016/8481 E. , 2017/2837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine takip başlattığını, takibe dayanak senetteki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, imzanın davacıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini ve inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, alınan rapora göre takibe konu senetlerdeki keşideci imzasının davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, davacının yeminin anlam ve mahiyetini kavrayabilecek nitelikte görülmemesi ve davacının kısıtlanması nedeniyle davacıya yemin teklif edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı vesayet altına alınmış ve kendisine sulh hukuk mahkemesince vasi tayin edilmiştir. 4721 sayılı TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından davaya devam edilmesi hususunda izin alınması ve vasi aracılığıyla veya vasinin tayin ettiği vekil aracılığıyla davaya devam olunması gerekirken, mahkemece davacının dava ehliyeti sona ermesine rağmen yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.