Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/3021
Karar No: 2019/2068
Karar Tarihi: 14.03.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/3021 Esas 2019/2068 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, bir sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet hükmü verdi. Sanığın avukatı ise tercüman atanmaması ve tercüme evraklarının eksikliği nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını iddia ederek temyiz talebinde bulundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise bozma talebinde bulunarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Kararında, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62/1, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanun'un 7/2-1 ve 2.cümleler, TCK'nın 43/1, 62/1, 53 ve 63. maddeleri belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2019/3021 E.  ,  2019/2068 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazla ilgili Mahkeme Kararı : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
    İtirazla İlgili Hüküm :TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2-1 ve 2.cümleler, TCK"nın 43/1, 62/1, 53 ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü ;
    Dairemizin 24.01.2019 tarih ve 2018/3729 Esas, 2019/408 Karar sayılı bozma kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısı ve ekindeki dava dosyası incelendiğinde;
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince sanık hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanun"un 7/2-1 ve 2. cümleler, TCK"nın 43/1, 62/1, 53 ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın sanık ve müdafii tarafından temyizi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının red talep eden 02.10.2018 tarihli tebliğnamesi üzerine, Dairemizin 24.01.2019 tarih ve 2018/3729 Esas, 2019/408 Karar sayılı ilamı ile “Sanık müdafiine 25.07.2018 tarihinde tebliğ edilen kararın 17.08.2018 tarihinde temyiz edildiği tespit edilmiş olup, CMK"nın 331/4. fıkrasında düzenlenen “Adli tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.” hükmü gereğince, sanık müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin yasal süresinde olduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş; sanığın temyizinin ise süresinden sonra olduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyizine göre yapılan incelemede” şeklinde belirtilerek terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından, hükmün kesin olup, temyizi kabil kararlardan olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine, silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından ise bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dairemizin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan bozma yönündeki bu kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca “...adlî tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmü uygulanmayacak, bu tür dava ve işlerle ilgili süreler adlî tatil içinde de işleyecektir. Sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesi, işlemeye başlayan sürenin adlî tatil içinde sona ermesi gerekir. Bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, süre, adlî tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacaktır. Öte yandan 14.02.1934 sayı gün ve 47/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliği geçerlidir. Ancak tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehil adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 gün ve 2013/2-272 Esas, 2013/524 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Yüksek Dairenin uygulamasının kabul görmesi halinde, gerekçeli kararın adli tatil içinde tebliği nedeniyle temyiz süresinin adli tatil bitiminden itibaren işlemeye başlaması gerekeceğinden, sanığın temyiz isteminin de süresinde kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak işin tutuklu olması nedeniyle adli tatil içinde görülebilen işlerden olması karşısında, sanık müdafiine gerekçeli kararın tebliğ tarihi olan 25.07.2018 gününden itibaren CMK.nun 291/1 maddesinde yazılı 15 günlük temyiz süresinin işlemeye başladığı, sanık müdafiinin 17.08.2018, sanığın 05.09.2018 günlü temyizlerinin süresinden sonra olduğu bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği...” belirtilerek itirazda bulunulduğu anlaşılmakla,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası gereğince yapılan incelemede; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kısmen kabulüne;
    I-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Dairemizin uygulamasının kabul görmesi halinde gerekçeli kararın adli tatil içinde tebliği nedeniyle temyiz süresinin adli tatil bitiminden itibaren işlemeye başlaması gerekeceğinden, sanığın temyiz isteminin de süresinde kabul edilmesi gerektiği yönündeki itirazının KABULÜNE, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.01.2019 tarih ve 2018/3729 Esas, 2019/408 karar sayılı bozma kararının bu bakımdan KALDIRILMASINA,
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Sanık müdafiine 25.07.2018 tarihinde tebliğ edilen kararın sanık müdafiince 17.08.2018 tarihinde; sanık tarafından ise 05.09.2018 tarihinde temyiz edildiği tespit edilmiş olup, CMK"nın 331/4. fıkrasında düzenlenen “Adli tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.” hükmü ve 14.02.1934 gün ve 49/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliğinin geçerli olduğu yönündeki kararı gereği tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehilin adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacağı nazara alındığında , sanık ve müdafii tarafından yapılan temyiz istemlerinin yasal süresinde olduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-İlk derece mahkemesince 27.02.2018 tarihli celsede Türkçe bilmediğinden bahisle tercüman atanarak SEGBİS"le savunması alınan Suriye uyruklu olan sanığın mahkemeye sunduğu 28.02.2018 tarihli yazılı savunmasında, duruşmada kendisini ifade edemediğini, hazır bulunan tercümanların gözlemlediği kadarı ile kendisini anlamadıklarını, söylediklerini çeviremediklerini belirtmesi karşısında sanık hakkında hüküm kurulan 30.03.2018 tarihli celse ile bir önceki celsede görevlendirilen tercüman vasıtasıyla beyanlarının alınması suretiyle CMK’nın 202. maddesine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması,
    2-Sanıktan ele geçirilen cep telefonunda bulunan fotoğraflardaki yazıların tercüme evraklarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, bahse konu tercüme evraklarının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı veya onaylı suretleri dosyaya getirtilmeksizin hükme esas alınması,
    Kanuna aykırı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerle BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı gözetilerek sanığın tahliye talebinin reddiyle tutukluluk halinin devamına,
    II-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “işin tutuklu olması nedeniyle adli tatil içinde görülebilen işlerden olması karşısında, sanık müdafiine gerekçeli kararın tebliğ tarihi olan 25.07.2018 gününden itibaren CMK"nın 291/1 maddesinde yazılı 15 günlük temyiz süresinin işlemeye başladığı, sanık müdafiinin 17.08.2018, sanığın 05.09.2018 günlü temyizlerinin süresinden sonra olduğu bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği” şeklindeki itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi