Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13601
Karar No: 2019/1904
Karar Tarihi: 12.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13601 Esas 2019/1904 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/13601 E.  ,  2019/1904 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 12/03/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı şirket; davalı İSKİ"nin 15680256 müşteri nolu IE-8780472 0 mukavele no ile su abonesi olduğunu, 28/04/2009 tarihinde kartlı su sayacının takılmasından itibaren, kartlı su sayacı kullandığını, kendi sınırları içerisinde ruhsatlı ve izinli olan su kuyusu bulunduğunu, bir kısım su ihtiyacını da, bu kuyu suyundan karşıladığını, yine zaman zaman dışarıdan tankerle su satın aldığını, işyerinde daha çok numune ürünler üretildiğini, üretim hacminin çok küçük kapasite ile yapıldığını, davaya konu faturanın, 31/12/2012 hesap kesim tarihli 30/01/2013 son ödeme tarihli 181.750 TL tutarlı kaçaksu faturası olduğunu, gelen faturada su bedeli olarak 93.235,80 TL, geçmiş dönem borcu olarak da 88.515 TL göründüğünü, şirketin 2009 yılından beri kartlı su sayacı kullandığını, kullanacak olduğu su için önceden bedelini ödeyerek kontür satın aldığını ve ücretini ödediğini, kartlı su sayaçlarının özelliği gereği, başkaca su kullanma ihtimalinin mevcut olmadığını, şirketin su borcunun veya gecikmiş dönem borcunun olma ihtimalinin bulunmadığını, davalı kurum görevlilerinin, hasmane tutum içerisinde olduklarını ileri sürerek 30/01/2013 son ödeme tarihli fatura nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile haksız faturanın iptaline, haksız olarak talep edilen miktarın %40"ı oranında davalı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; idare elemanlarınca, sözleşmenin kurulu olduğu dava konusu mahalde IE 8780472-0 nolu sözleşme tesisatında çekilen fotoğrafların karşılaştırılması neticesinde, mühürlerin takılış tarihi olan 06/12/2012 tarihinde çekilen fotoğrafta görünen mührün takılış ve görünüş şeklinin, 15/12/2012 tutanak tarihinde çekilen fotoğraflarda görünen mühür durumunun vaziyetinin farklı olduğunu, telin gerdirme sonucu açıldığının bariz olarak görüldüğünü, mührün takıldığı tarihte, vida ve somunların gevşek bırakılmadığını, sayaç rekor vidasının da, sol taraftan fazla sıkıldığını, sayacın, sök tak yapıldığını, kartlı sayaç ile kontrol sayacı arasında m3 farkı bulunduğunu, emniyet mührü vurulmasına rağmen, kontrol sayacının bir tarafı sökülerek, kaçak bağlantı yapmak suretiyle oluşmuş bir m3 farkı olduğunun bariz şekilde belli olduğunu, m3 farkının, başka bir şekilde oluşma ihtimali olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davalı İSKİ görevlileri tarafından tutulan kaçak kullanıma ilişkin tutanağın resmi tutanak olup, aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu, söz konusu tutanağın, aksinin davacı tarafça ispat edilemediği, bilirkişi raporları ile, sözkonusu tutanak uyarınca talep edilebilecek alacak miktarının tespit edildiği, davalı tarafça tahakkuk ettirilen alacağın yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 30/01/2013 tarihinde açılmıştır.
    TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..."sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12.maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
    26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
    Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
    6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde : "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." ve TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davalı İSKİ"nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davalı şirket ise ticaret şirketi olması nedeniyle 6102 sayılı Kanunun 16/1.maddesi uyarınca tacir sayılacaklarından, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi