12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3942 Karar No: 2014/6046 Karar Tarihi: 04.03.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/3942 Esas 2014/6046 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/3942 E. , 2014/6046 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/12/2013 NUMARASI : 2013/439-2013/704
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun (6099 SK 9. md ile değişik, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren) 35.maddesi ve Yönetmeliğin 57. maddesine göre kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğlerin muhataba yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir. Somut olayda borçlu aleyhinde 08.07.2009 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, takip talebindeki adrese çıkarılan icra emri iade dönünce aynı adrese icra emrinin 04.09.2009 tarihinde, son kıymet takdir raporunun 20.03.2013 tarihinde ve satış ilanı tebligatının ise 15.05.2013 tarihinde T.K. 35. maddesine (11.01.2011"deki değişikliğinden önceki hükmüne) göre tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece 06.04.2011"de yürürlüğe giren tebligat kanunu hükümlerine göre borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresi araştırılmadan satış ilanı tebligatının Tebligat Kanunu"nun eski 35. maddesine göre yapılması nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu nazara alınarak şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan takip tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK.nun 150/e maddesi gereğince, "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer.” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Öte yandan takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekir. O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, borçlunun da talebi bulunmasına rağmen, İİK"nun 150/e. maddesi kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmaması da hatalıdır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.