17. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4919 Karar No: 2019/5595 Karar Tarihi: 16.04.2019
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/4919 Esas 2019/5595 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde açılan bir davada sanık hırsızlık suçundan mahkum edilmiş ancak sanığın temyiz başvurusu yapması üzerine yapılan incelemede, temyiz süresinin yanlış belirtilmiş olması nedeniyle Yargıtay'ın bozma kararı verdiği anlaşılmıştır. Mahkeme, sanık hakkında verilen 1 yıl 4 ay hapis cezasını 1 yıl 2 ay hapis cezasına indirerek, yapılan temyiz başvurusunu reddetmiştir. Ancak, yargılama giderlerinin sanığa yükletilmesi ve bozmayı gerektiren bir unsurun bulunması nedeniyle karar bozulmuştur. Bozulma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği için, hüküm düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri olarak ise, 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi, 5271 sayılı CMK'nun 291. maddesi, 5320 sayılı Yasa'nın 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 305 ila 326. maddeleri, 310. maddesi ve 168/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b ve 143. maddeleri belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2018/4919 E. , 2019/5595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanununun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nun 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nun 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nun 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, sanığa tefhim edilen kararda temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütler oluşması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/10/2015 günlü, 2015/11-120 Esas ve 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi"nin 09/06/2016 tarihli (Başvuru Numarası: 2014/4987) ve 22/09/2016 tarihli (Başvuru Numarası: 2014/1382) kararlarına göre de bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedenleriyle, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca belirlenen 4 yıl hapis cezası üzerinden, aynı Kanun’un 168/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapılırken 1 yıl 4 ay yerine 1 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedilmesi, buna bağlı olarak da sonuç cezanın eksik tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; Önceki hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olduğundan sanığın lehine olan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından yargılama giderine ilişkin kısım çıkartılarak yerine ""Sanığın lehine olan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama giderlerinin Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.