2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/23116 Karar No: 2017/2445
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/23116 Esas 2017/2445 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/23116 E. , 2017/2445 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü ve ziynet alacağı talebi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat ve nafaka yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasından sonra evlilik birliğinin devam etmesi sebebiyle bu vakıanın davacı-karşı davalı kadın tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının, bu sebeple davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin ve mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olduğunun, davacı-karşı davalı kadının, karşı davaya verdiği cevap dilekçesiyle zeynet alacağı talebinin bulunduğu bu sebeple usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet alacağı davası bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı-davalı kadının temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli müzaharetten yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmayan aşağıda yazılı onama harcının ve temyiz başvuru harcının alınmasına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Serdar"a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2017 (Salı)