Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2017/912
Karar No: 2021/8544
Karar Tarihi: 13.12.2021

Danıştay 4. Daire 2017/912 Esas 2021/8544 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/912
Karar No : 2021/8544

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Uluslararası İnternet ve Telekomünikasyon Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına takdir komisyonu kararına istinaden resen tarh edilen 2009 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; idarece, davacı şirketin 2009 takvim yılı katma değer vergisi matrahı ile brüt satışları arasında tutarsızlık bulunduğunun tespiti üzerine izahat talep edildiği, davacı tarafından yapılan izahat üzerine durumu tespit eden tutanağa istinaden takdir komisyonu kararı ile vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarh edildiği olayda davacı tarafça izahatte bulunulan hususların defter ve belgelerinin incelenerek ortaya konulacak hususlardan olduğu, davalı idarece davacının defter ve belgeleri üzerinde bir inceleme yapılmadan eksik incelemeyle matrah takdir edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yasal mevzuatlara istinaden yapılan işlemlerin yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, inceleme yapılmaksızın resen vergi tarhiyatının hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinin 1'inci bendinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, 2'nci bendinde ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 38'inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olarak tanımlanmış ve ticari kazancın tespitinde, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 174'üncü maddesinde de, hesap dönemi, normal olarak takvim yılı kabul edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun sözü edilen 38'inci maddesinin göndermede bulunduğu Vergi Usul Kanunu'nun 258'inci maddesinde, değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlandıktan sonra 261'inci maddesinde, değerlemenin, iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre maddede sayılan ölçülerden biri ile yapılacağı 265'inci maddesinde, sözü edilen ölçüler arasında yer alan "mukayyet değer"in, bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeri olduğu belirtilmiş, 281'inci maddesinde alacakların, 285'inci maddesinde borçların, mukayyet değerleriyle değerlendirileceği açıklanmış, 283'üncü maddesinde aktif geçici hesap kıymetleri, 287'nci maddesinde de pasif geçici hesap kıymetleri düzenlenmiş ve bu maddede gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılatın mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlendirileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19'uncu maddesinde "vergi alacağı vergi kanunlarının vergiye bağladıkları olayın vukuu ve hukuki durumun tekemmülü ile doğar" hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 3/B maddesinde ise vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 175 ve mükerrer 257'nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak 26.12.1992 tarih ve 21447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde dönemsellik kavramı, işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanması, gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması bu kavramın gereğidir şeklinde tanımlanmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, vergi sistemimizde ticari kazancın tespitinde dönemsellik ilkesinin cari olduğu, bu ilkeye ilişkin kurallar çerçevesinde kazancın hesap dönemleri itibarıyla tespit edileceği ve hesap döneminin genel olarak takvim yılı olduğu, gelir ve giderlerin belirlenmesinde tahakkuk esasının benimsendiği görülmektedir. Tahakkuk esası gelir veya giderin mahiyeti ve tutar itibariyle kesinleşmesi, kişiselleşmesi ve talep edilebilecek safhaya gelmesidir. Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderlerin yalnızca cari döneme ait kısmı, aynı döneme ilişkin ticari kazancın hesabında gelir ya da gider olarak dikkate alınabilir, yani ticari kazanç açısından gelir ve giderin tahakkuk etmiş olması yeterli olmakla birlikte, dönemsellik ilkesi açısından gelir veya giderin tahakkuk etmiş olsa dahi, ilgili olduğu döneme aktarılması gerekir. Buna bağlı olarak da gelecek dönemlere ilişkin gelir ve giderler, gelir tablosu hesaplarında değil, bilanço hesaplarında yer alacaktır.
Olayda, 2009 takvim yılı katma değer vergisi matrahı ile brüt satışları arasında tutarsızlık bulunduğunun tespiti üzerine izahat talep edildiği, davacı tarafından yapılan izahatta; 2009 Aralık ayı toplam katma değer vergisi matrahının 4.047,054,14 TL olduğu, bu tutardan 2008 yılı hesap döneminde gelir tahakkuku yapılıp katma değer vergili faturası 2009 yılında düzenlenen 604.376,18 TL alacak tutarının düşüldüğü, yine 2009 yılı hesap döneminde gelir tahakkuku yapılan ancak katma değer vergili faturası 2010 yılında düzenlenen 135.474,08 TL alacak tutarına eklendiği, ayrıca 2009 hesap döneminde gelir olarak davacı kurumun kayıtlarına giren ancak katma değer vergisine tabi mal ve hizmet teslimlerinden kaynaklanmayan faiz, komisyon geliri, kur farkı olarak 56.595,04 TL kadar gelir elde edildiği, bir başka deyişle 2008 ve 2009 mali yılları sonlarında kesinleşmeyen tahakkuk tutarlarının gelir tahakkukları hesabında takip edildiği, takip eden hesap dönemlerinde alacakların kesinleşmesiyle birlikte kesinleşen tutarlara fatura düzenlendiği, sunulan katma değer vergisi matrah ve gelir tablosu ile bu hususun izahı ile de ihtilaflı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler gereği 2009 dönemi hesap dönemi içinde elde ettiği kurum kazancı üzerinden vergilendirileceği tabidir .Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlandığından, gelirin elde edilmiş sayılabilmesi için, satılan mal veya hizmet karşılığında ödenmesi kararlaştırılan bedelin alacak olarak doğması yeterli olup, borç ilişkisinin diğer tarafına yüklenen edimin ifa edilmiş olmasını gerektirmeyecektir.
Bu durumda ticari kazançta geçerli olan tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince söz konusu katma değer vergisi matrahı ve gelir tablosu brüt satış tutarı farkının ilgili dönem tahakkuk ettirilerek beyanlara yansıtılması gerektiğinden, mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuku isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi