12. Ceza Dairesi 2019/13099 E. , 2020/3716 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 03.07.2019 tarihli tevdi kararı uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizi ile ilgili olarak görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği; ayrıca, sanık hakkındaki beraat kararının katılan ... adına vekili tarafından temyiz edildiği, katılanın annesi ile ağabeyi olan diğer mağdurların, sanıktan şikayetçi olmadıklarını ve katılma istemlerinin bulunmadığını beyan edip, hükümleri temyiz etmedikleri belirlenerek, katılan ... vekilinin temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılan incelemede:
Dosya kapsamına göre, resmi nikahlı eşi olan katılan ... tarafından aldatıldığını ve katılanın annesi olan mağdur ... ile ağabeyi olan olan mağdur ...’dan yalan tanıklık yapmalarını istediğini iddia eden sanık ...’ın, boşanma davasının açıldığı ve katılanla fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, katılan ile katılanın annesi ve katılanın annesi ile katılanın ağabeyi arasında geçen telefon konuşmalarını, katılanın annesinin yanında ve onun bilgisi dahilinde kaydedip, elde ettiği kayıtları boşanma davasına ve sanık sıfatıyla yargılandığı ceza davasına delil olarak sunduğu iddialarına konu olayda;
Katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, görülmekte olan dava dosyasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı ve olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı gerekçesi ile sanık hakkında beraat kararı verilmesine rağmen yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle CMK"nın 223/2-e madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafının, “1- Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, sanığın CMK"nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraatine,” olarak değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.