Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8292
Karar No: 2021/13799
Karar Tarihi: 24.11.2021

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/8292 Esas 2021/13799 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2020/8292 E.  ,  2021/13799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm , davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden adı geçen davalıların, yapılacak olan kadastro işleminden haberdar olmalarının mümkün olmadığı ve oluşan zarardan sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğine göre, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra, davalı Hazine yönünden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamından; davacılar murisi ...’ın dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 696 ada 7 parsel sayılı taşınmazı 22.06.1998 tarihinde davalılar..., ..., ..., ..., ..., ...’den 1.011,08 m² olarak satın aldığı ve 29.04.2009 tarihli Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucunda 716,73 m²’ye düştüğü , eldeki davanın 13.02.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir.
    Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır, zira sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamdadır. Bundan başka; tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır.
    Her ne kadar; mahkemece hükme esas alınan fen bilirkişisi raporuna göre, davaya konu parsellerin bulunduğu alanın 18/04/1980 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastro çalışmalarında 302 parsel olarak tescil edildiği, komşu parseli olan 303 parsel sayılı taşınmazın 02/05/1991 tarihinde 651 ve 652 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği, dava konusu 302 parsel sayılı taşınmazın 15/05/1991 tarihinde 653 ve 654 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği, 654 parselin 09/01/1997 tarihinde tapuda tescil görerek (ifraz) koordinatlarının ... programı vasıtası ile bilgisayar ortamına aktarılması sonucu davaya konu alanın 696 ada 1 ve 7 nolu parsellere denk geldiği, davaya konu parsellerin komşusu olan 652 ve 653 nolu parsellerin 21/04/2006 tarihinde değişiklik görerek (tevhit-ifraz), 845 ila 853 parsellere ayrıldığı, 653 nolu parselin doğusundaki pembe hat ile turkuaz renkli hattın birbiri üzerine denk gelmediği, yani çakışmadığı, davaya konu parsellerin bulunduğu parsel olan 696 ara 1 ve 7 nolu parsellerde yapılan teknik inceleme sonucu birbiri üzerine çakışmayan sınırlandırma ve alan hatasının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince düzeltildiği, teknik olarak birbiri üzerine denk gelmeyen 653 parselin batısındaki pembe hat ile 696 ada 1 ve 7 nolu parsellerin batısı olan ve turkuaz renk ile gösterilen hatlardan 652-653 parselde yapılan değişikliğin (ifraz) kadastro paftası altlığına uyduğu, teknik olarak olması gerekenin yapıldığı, yapılan düzeltmede herhangi bir teknik hata görülmediği ve 696 ada 1 parselin alanı 1879,88 m², 696 ada 7 parselin alanı 716,73 m² olarak kesinleştiği,davaya konu parsellerin bulunduğu alandaki 696 ada 1 ve 7 nolu parsellerin en son kesinleşen ve teknik yönden doğru olan alanlar üzerinden, ... Belediye Başkanlığı tarafından yaptırılan 3194 sayılı İmar Kanunu 18. Maddesi uygulamasına girerek 933 ada 8 parsel, 934 ada 8 parsel, 934 ada 9 parsellere dağıtımı yapılarak tescil edildiği, 933/8 parselin toplam 1300,01 m², 934/8 parselin 731.02 m², 934/9 parselin 565.58 m², 696 ada 1 parselin 1879.88 m², 696 ada 7 parselin 716,73 m² olduğu, yapılan bu dağıtım sonucu toplam alanlar tuttuğu için, yapılan uygulamada herhangi bir sakınca görülmediği belirtildiği gibi, tüm davacıların 27.02.2009 tarihli “yapılan düzeltmeye karşı herhangi bir dava açmayacağımı ve yapılan düzeltmeye muvafakat ettiğimi beyan ederim” şeklindeki imzalı beyan dilekçeleri ile kadastro işlemine muvafakat verdiklerinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; TMK.nun 23. maddesine göre, “Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez.” hükmü uyarınca doğmayan haktan feragat olmayacağı ilkesi uyarınca davacılar tarafından imzalanan 27.02.2009 tarihli dilekçeler ile dava hakkına ilişkin feragatin geçersiz olduğu ve kadastro işlemleri sırasında yapılan hata sonucu tapu sicilinin hatalı oluşması nedeniyle, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi anlamında Devletin sorumluluğuna ilişkin koşulların oluştuğu gözetilip, işin esasına girilerek taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti için rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi